evden eve nakliyat
DOLAR 36,4782 -0.05%
EURO 38,0203 0.32%
ALTIN 3.366,000,49
BITCOIN 33449156,81%
Bursa

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

yonetici

yonetici

03 Mart 2025 Pazartesi

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı’dan 101. yıl mesajı

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı’dan 101. yıl mesajı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 191.kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Bursa Şubesinde Basın açıklaması yaptı.
Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı yaptığı açıklamada, “Diyanet İşleri Başkanlığı; 3 Mart 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan ve toplumu din konusunda aydınlatmak gibi önemli bir görev icra eden Anayasal bir kurumdur.

Anayasamızın 136. maddesindeki ifadesi ile “Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek” herkesin hocası olma ve herkesi kucaklamak gibi bir özelliği taşımaktadır.

“İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek” görevi Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmiştir.

Cefakâr Diyanet çalışanları, vatandaşlarımıza yurtiçinde ve yurtdışında Kur’an ve Sünnete dayalı olarak İslam Dininin emir ve yasaklarını öğretmektedir. Bu önemli görevi büyük bir heyecan ve özveri ile yerine getirmektedirler. Bu sebepledir ki vatandaşlarımız, din görevlilerimize ve bütün Diyanet çalışanlarımıza saygı ve hürmet göstermektedir.

Zor şartlarda ve kısıtlı imkânlarla gece gündüz, bayram tatil demeden üstlendikleri görevi yerine getirmek için çaba sarf eden din görevlileri gerçekten kıymetlidir. Yaptıkları görev de her türlü övgüye layıktır.

Din grevlileri toplumumuzun önderleri, öncüleri ve hepsinden önemlisi de örnek kişileridir. Bu örnekliğin herkes tarafından benimsenmesi elbette ki çalışanlarımıza bağlıdır. Bu itibarla öncelikle bütün çalışanlarımız birbirlerini sevmeli, saygı duymalı ve destek olmalıdır. Ne sebeple olursa olsun ayrıştırmaya ve dışlamaya asla ve asla taraf olunmamalıdır. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap olunduğu öncelikle Kurumumuz içerisinde her ortamda ve şartta ortaya konulmalıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın hizmetlerinin daha verimli ve etkin olabilmesinin yolları 98. kuruluş yılı münasebetiyle istişare edilmeli, aksayan yönleri giderilmelidir. Güzide kurumumuzun başkanından başlayarak, her düzeydeki yöneticilerimize bu konuda görevler düşmektedir.

Mesai mefhumu gözetmeden yüce dinimiz İslam’a hizmet eden çalışanlarımızın dertleriyle ilgilenilmelidir. Çalışanlar arasında taraf olmadan, hiçbir ayrım yapılmadan hakkaniyet ölçüsünde bir bakış ve yönetim anlayışı tesis edilmelidir.

Kalitenin ve hizmette verimliliğin artması çalışanlarımıza ilgi, teşekkür ve yol göstermekle mümkün olabilir. Onların görüş ve düşüncelerini dinleyebilen, anlayabilen ve değer veren bir yönetim anlayışı her ortamda oluşturulmalıdır.

Atamalarda adalet, hakkaniyet, liyakat, ehliyet, bilgi, tecrübe ve yüce Türk Devletine sadakat esas olmalıdır.

Kendisini geliştiren ve aldığı sorumluluğu en iyi şekilde yerine getiren Diyanet çalışanlarının, önünde engel olan güvensiz mülakat sistemi acilen gözden geçirilmelidir. Bazı görevler dışında mülakat kaldırılmalıdır.

Kurum dışı üst düzey atama ve nakiller çalışanların kendi kurumlarına ve amirlerine güveni yok etmektedir. Bu uygulamalardan vaz geçilmelidir.

İşin ehline verilmesi ötelenmeden tesis edilmelidir. Çalışanları ayırmadan, sendikasına ve görüşüne bakılmadan, hak edenin, hak ettiği yere kendi hakkıyla gelebileceği bir sistemin oluşturulması elzemdir. Çalışanlar, kurum amirlerinden emin olabilmelidir.

Kurum aidiyetinin oluşturulması ve pekiştirilmesi öncelikli yapılması gereken iştir. Bu da severek, sevdirerek, sayarak, değer vererek, yol göstererek, bir görerek ve adaletle sağlanabilir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, hiç kimse tarafından günlük, politik ve güncel hırslara feda edilmemelidir. Kısır tartışma alanlarına çekilmemelidir. Milletçe bütünlüğü zedeleyici söz, tavır ve davranışlarda bulunulmamalıdır. Özellikle de her düzeydeki yöneticiler ve bütün çalışanlar, Diyanet hizmet kolundaki sendikacılar buna hassasiyetle dikkat etmek zorundadırlar.

Türk Diyanet Vakıf-Sen, Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın bütün çalışanlarını bir görmektedir. Kurum-çalışan, kurum-sendika, sendika-sendika ve kurum-diğer kurumlar arasındaki ilişkilerin Diyanet çalışanlarına yaraşır bir düzeye gelmesi için üzerine düşeni yapmaktadır ve yapacaktır.

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak en büyük arzumuz, insan onuruna yaraşır bir iş, bütün çalışanlarının annesi, babası, eşi ve çocuklarıyla bir arada yaşama hakkına kavuşmasıdır. İş güvencesi, tayin, kurum değişikliği, aile birliği, görevde yükselme gibi haklardan mahrum bir istihdam modeli kabul edilemez.

Aynı okuldan mezun olmuş, aynı sınava girmiş, aynı işi yapan personelin farklı statülerde, farklı haklarla çalıştırılması adalet ve eşitlik ilkesine aykırıdır.

Kamu personel sisteminde istikrar ve adaleti sağlamanın tek bir yolu vardır; o da çok başlı yapıyı sonlandırmak ve tüm güvencesiz sözleşmeli personeli kadroya geçirmektir. Sözleşmeli personele kadro, keyfiyet değil gerekliliktir.

Türk Diyanet Vakıf-Sen, Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın o ulvi görevine ve yapısına zarar vermeden sendikal çalışmalar yürütmektedir. Doğrunun yanında, yanlışın karşısındadır. İlkeli, kararlı ve ahlaklı bir hak arama mücadelesi vermektedir. Yanlışlıkları da bize yakışan üslupla söylemeye devam edecektir. Çalışanlarımızın problemlerinin çözüme kavuşması için Sendikamız her alanda üzerine düşeni yapmaktadır.

101. yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın bütün çalışanlarının birbirine güveninin sağlandığı, her alanda örnek bir kurum haline gelmesini temenni ediyoruz.

101 yıl önce bu özel ve güzide kurumu kurarak bizlere emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ilk Diyanet İşleri Başkanımız merhum Mehmet Rifat Börekçi, ahirete irtihal etmiş bütün Diyanet personelini rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Yüce Allah mekânlarını cennet eylesin.

Emekli olanlara sağlık ve huzur diliyoruz. Şu anda yurtiçi ve yurtdışında büyük bir fedakârlıkla görev yapan bütün çalışanlarımızı kutluyor, görevlerinde başarılar diliyoruz.”

Milletimizin göz bebeği olan Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın 101.kuruluş yılını kutluyor, sonsuza dek hayırlı hizmetlerde öncü olmasını diliyoruz.” ifadelerini kullandı

Devamını Oku

İmralı Tutanaklarını Açıklayın!

İmralı Tutanaklarını Açıklayın!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şu hale bakın, Öcalan bir barış meleği haline getiriliyor!

Yandaş medya ve “kullanışlı aptallar” hep bir ağızdan büyük bir zafer(!)kazanmış gibi ortalığı inletiyor..

 

Süreci eleştirenlere aba altından sopa gösteriliyor, gösteriyorlar… Şu hale bakın, Öcalan bir barış meleği haline getiriliyor!Yandaş medya ve “kullanışlı aptallar” hep bir ağızdan büyük bir zafer(!)kazanmış gibi ortalığı inletiyor.. Süreci eleştirenlere aba altından sopa gösteriliyor, gösteriyorlar… Biz bu filmi daha önce de görmüştük.

On sene önce mesela sürece şüphe ile bakanlara ‘kan dökücü vampir’ diyorlardı. Bunlar anaların ağlamasını istiyor, kandan besleniyorlar diyorlardı. Sonunda ne oldu? Demirtaş “Seni başkan yaptırmayacağız” deyince süreç bitti.! O zaman anlaşıldı ki, her şey iktidar yani başkan olmak içinmiş. Bunun Türk milletine maliyeti yüzlerce askerimizin, polisimizin şehadeti, yakılan, yıkılan şehirler oldu. Kimse de çıkıp “gelin bunun hesabını verin” demedi. Şimdi yine Erdoğan’ın yeniden seçilme planlarına senaryo hazırlığı var.

Bu senaryoların en başat olanı ölünceye kadar iktidarda kalmak isimli taslak. Sebep ise; iktidarda kalmak ve hesap vermekten azade olmaktan başka bir şey değildir. Apo’nun kapısı bunun için yeniden çalındı. (zaten o kapıdan hiç ayrılmadılar) Binlerce asker-sivil şehidin ve gazinin sebil olan kanları unutuldu. Apo ne yaptı? sadece PKK’ya çağrı yaptı. PKK kendisini tasfiye edecek ama PYD yaşayacak. PKK zaten bu ülkede tehdit olmaktan çıkarılmıştı, asıl tehdit, PKK’nın yavrusu PYD’nin Suriye’de etkin bir güç haline gelip birilerinin garnizonluğuna hazırlanması ve hikayenin sonunda sözde devletleştirilmesi, Türk dünyası ile Arap dünyası arasına bir tampon kurulması ve tarihi sürekliliğin kesilmesi tehlikesidir. Özet olarak Öcalan, ‘bu isim çok kirlendi PKK’yı feshedin, PYD ile yola devam edin’ diyor.

Bu çağrının neresi PKK’nın kökten tasfiyesidir? Biliyorum hiç bir taviz vermedik diyecekler. Diyorlar da zaten. Taviz verdiler mi, verirler mi, vermezler mi bunu anlamak için internette dönemin istihbarat şefinin(müsteşar) katıldığı Oslo görüşmelerinde PKK’ya verilen sözlere bakın yeter! Merkezin yetkilerini önce valiliklere sonra belediyelere devredeceğiz, istediğiniz dilde eğitim yaparsınız diyordu hükümet yetkilisi! Bunun anlamı federalizm, yani Türkiye’nin parçalanıp özerk bölgelere ayrılmasıydı. Bütün bunları içi yanarak yaşamış bir toplum olarak bu açıklamalara niye inanalım? Hepimiz terörün bitmesinden bu ülkeye huzurun gelmesinden yanayız.

En çok da kaybettikleri sevdiklerinin acılarını hala yaşayan anne babalar, eşler, kardeşler barış ve huzur istiyordu. Bu sebeple katledildiler, pusularda sinsi kurşunların hedefi oldular, bombalarla parçalanarak yakılarak öldürüldüler. Hiçbir şeyden haberi olmayan insanlar pragmatik bir suçlunun talimatları ile hayatlarından koparıldı. Bu insanlara “silahların susmasını niye istemiyorsunuz” demek en hafif tabirle vicdansızlık ve şarlatanlıktır. Adalet istemek ne zamandan beri silahlar susmasın demek anlamına geliyor. Ve hiçbir şey olmamış gibi sadece bir dönem daha (belki de hak vaki oluncaya kadar!) başkan olabilmek için PKK’nın başka adlar altında yaşamasını istemek nasıl bir zihniyettir. Sn Erdoğan “herkes kazanacak” diyor, herkesin içinde sevdiklerinin acılarını hala ciğerlerinde hisseden anne babalar, eşler, kardeşler ve hasılı Türk milleti var mı? Ne kazanacak bu insanlar? Eğer Apo ile aramızda yeniden seçilme için anayasanın değiştirilmesi yok diyorsanız, çıkın Türk milletine bu süreçte şahsi hiç bir talebim ve kazancım olmayacak, anayasa bu anlamda değiştirilmeyecek diye söz verin. Hatta seçimlerin süresinde yapılacağını söyleyin.

Vatandaşın inanması için de İmralı ile yapılan görüşmelerin tutanaklarını yayınlayın. Bunu yapmadığınız müddetçe, başlattığınız yeni sürecin Apo’yu ve PKK’lıların serbest bırakılmasına karşılık bir defa daha CB olmaktan başka hiçbir anlamı yoktur. Aşırı ihtiras, kişiyi de önünde yürüdüğü toplumu da felakete götürür. Yeter artık! Selçuk Özdağ

Devamını Oku

İnegöl’de doğalgaz çalışması sırasında patlama: 1 yaralı

İnegöl’de doğalgaz çalışması sırasında patlama: 1 yaralı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bursa’nın İnegöl ilçesinde doğalgaz çalışması sırasında yaşanan patlamada 1 işçi yaralandı.
Olay, saat 15.30 sıralarında İnegöl’ün Baykoca Mahallesi’nde meydana geldi.

Edinilen bilgiye göre, Tgaz Doğalgaz firmasının işini yapan taşeron firma çalışanları doğalgaz çalışması yaptığı sırada sıkışan gaz bir anda patladı. Patlama sırasında vücuduna taşların isabet ettiği işçi Mehmet E. (21), hafif şekilde yaralandı. Yaralı özel araçla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, polisin olayla ilgili tahkikatı devam ediyor.

Devamını Oku

Kurşunlu’da midye çiftliği isyanı

Kurşunlu’da midye çiftliği isyanı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bursa’nın Gemlik ilçesine bağlı Kurşunlu Mahallesi’nin kıyılarında yer alan midye çiftlikleri, mahalle sakinlerinin tepkisini çekmeye devam ediyor. Olay yargıya taşınırken, bilirkişi heyeti çiftlikleri yerinde inceledi. Mahalle Muhtarı Hüseyin Ormancılar, midye çiftliklerinin kaldırılması için çağrıda bulundu.

Hüseyin Ormancılar, mahkemeye katılan hakimler, savcılar ve bilirkişi heyetinin, çiftliklerin çevreye verdiği zararı gözlemlediğini belirterek, “Mahkeme heyeti, hakim, savcı ve bilirkişiler geldi yerinde kontrol etti. Bu görüntünün ne kadar kirli ve pis olduğunu da gördüler. Bilirkişi heyetine güveniyoruz. Bizim bu haklı itirazımızda da yardımcı olacaklarına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Midye çiftliklerinin bölgedeki deniz aktivitelerini olumsuz etkilediğini belirten Ormancılar, “Bu çiftlikler 3.5 tonozda kurulmuş, insanlar denize giremiyor, balık tutmak için bile 200 metre yaklaşamıyorlar” dedi.
Mahalle sakinlerinin ve turistlerin endişelerine de değinen Ormancılar, “Bursa’dan gelen turistler yazın güneşin batışını izlerken şimdi mayın tarlası gibi midye çiftlikleriyle karşılaşıyorlar. Midyelerin denizleri temizlediğini söylüyorlar, ama Kurşunlu’nun her yeri zaten midye ile dolu” şeklinde konuştu.
Muhtar, mahkeme heyetinin ve adaletin sağlanacağına inandığını belirterek, “Bizim haklı olduğumuza inanıp, bu çiftlikleri mahallemizin ve köyümüzün önünden kaldıracaklarına inanıyoruz ve çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Bursa’da güreş salonu temel atma töreni gerçekleştirildi

Bursa’da güreş salonu temel atma töreni gerçekleştirildi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bursa’da inşa edilecek güreş salonunun temel atma töreni, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın öncülüğünde gerçekleştirildi.

Törene, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Gençlik ve Spor İl Müdürü Rahmi Aksoy, milli sporcular ve antrenörler katılım gösterdi. Temel atma merasimi, sporcular ve davetlilerle birlikte butona basılması, Kur’an-ı Kerim okunması, kurban kesimi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.

Devamını Oku