Çataltepe mağdurlarının sesi olan ÇATSANDER, T.C. Bursa Valiliği’ne gerçekleştirdiği ziyaret sonrası önemli açıklamalarda bulundu. ÇATSANDER heyeti, Bursa Valisi Sayın Erol Ayyıldız ile yaptığı görüşmede mağdurların yaşadığı sorunları tek tek dile getirdi.
Vali Ayyıldız, mağdurları dikkatle dinleyerek notlar aldı ve şu taahhütte bulundu: “Çataltepe’de kimse mağdur edilmeyecek. Devlet olarak başlatılan adli süreci adım adım takip ediyoruz. Yapılacak işler sıraya konuldu, tek tek çözülecek.”
Ancak ÇATSANDER yönetimi, bu süreçte birlik ve kararlılığın hayati olduğunun altını çizdi. Dernek Başkanı Zekai Akdoğan, Başkan Yardımcısı Mehmet Kuş ve Başkanvekili Aydın Çitil imzasıyla yapılan açıklamada sert ifadeler yer aldı:
“Bugün bu davada yer almayan, çağrıldığında hakkını savunmayan yarın pişman olur. Suskun kalanlar, gaspçılara ve rantçılara alan açmış olur. Biz hak mücadelesi veriyoruz, bunun geri dönüşü yoktur. Çataltepe’de hak gaspına asla izin vermeyeceğiz!”
“Valiliğimiz bizlere güvence vermiş, devletin adalet süreci işletilmektedir. Ancak bu mücadele sadece birkaç kişinin değil, her mağdurun davasıdır. ÇATSANDER olarak hiçbir kardeşimizin hakkını rantçılara yedirmeyeceğiz.”
ÇATSANDER’den yapılan çağrı: “Üyelerimiz ve mağdurlar! Bu davada geri durmayın, susmayın! Çağrıldığınızda elinizi vicdanınıza koyun ve yanımızda olun. Hak aramazsanız, yarın kendi vicdanınızla hesaplaşırsınız.”
Bursa Valiliği’nin attığı adımlar umut verici bulunurken, ÇATSANDER’in kararlılığı da bir kez daha kamuoyuna ilan edildi: “Çataltepe’de mağduriyet sona erecek, gaspçıların saltanatına izin verilmeyecek.”
ÇATSANDER’den Tarihi Çıkış: “BESKOOP Artık Yok Hükmündedir – Esnafın Umudu Devlettir!”
Çataltepe mağdurlarının çatı örgütü ÇATSANDER, Bursa Valisi Sayın Erol Ayyıldız ile yapılan görüşmenin ardından sert bir açıklama yaptı. Dernek yönetimi, Bursa Valiliği’nin çözüm konusunda inisiyatif almasını memnuniyetle karşılarken, geçmiş BESOB yönetimine ve BESKOOP’a çok ağır eleştiriler yöneltti.
ÇATSANDER Başkanı Zekai Akdoğan sert eleştirilerde bulundu. Akdoğan;
“Sayın Valimiz Erol Ayyıldız’a teşekkür ediyoruz. Çözüm için inisiyatif almış, devlet adına adım atmıştır. Çataltepe mağdurlarının derdiyle yakından ilgilenmesi bizler için umut olmuştur. Ancak açıkça söylüyorum: BESKOOP artık yok hükmündedir. Bu oluşum, esnafı temsil etmekten çıkmış, sorunun bizzat kaynağı olmuştur. Eğer bugün 14 bin ticari alan oluşturulabilecek bir yerde 3.159 esnaf 17 yıldır kangren olmuşsa bunun tek sebebi geçmiş BESOB yönetiminin acizliğidir. Onların beceriksizliği ve vurdumduymazlığı yüzünden onlarca esnaf kahrından toprağa girdi. Bu utanç, onların alnına kara bir leke olarak yazılmıştır.”
ÇATSANDER Başkan Yardımcısı Mehmet Kuş ise;
“Bursa Valiliği’nin bu meselede öncülük etmesi, devlete olan güvenimizi pekiştirmiştir. Bizim derdimiz kavga değil, hakkımızı almak. Ama geçmiş BESOB yönetimi ve BESKOOP, esnafın sırtına kambur olmuştur. 17 yıl boyunca umutları söndürmüş, ekmek teknelerini kurutmuş, ocaklara ateş düşürmüştür. Bugün onlarca esnafımız bu kördüğüm yüzünden hayata veda etti. Bunun adı gaflet değil, ihanettir! Artık kimse bize ‘sabredin’ diyemez. Sabır taşı çoktan çatladı!”
ÇATSANDER Başkanvekili Aydın Çitil hedefinde BESKOOP vardı. Çitil;
“Bizim davamız, alın terinin davasıdır. Çataltepe’de 14 bin ticari alan oluşturulabilirdi ama bugün hâlâ 3.159 esnaf mağduriyet içinde. Bunun tek nedeni geçmiş BESOB yönetiminin basiretsizliği, beceriksizliğidir. Esnafı temsil etmeleri gerekenler, esnafı mezara sürüklediler. Onlarca kardeşimiz bu zulme dayanamayıp kahrından öldü. BESKOOP’un bu saatten sonra bizim için hiçbir hükmü yoktur. Biz esnafın hakkını gaspçılara ve rantçılara yedirmeyeceğiz. Allah’ın izniyle devletimizle birlikte bu kördüğümü çözeceğiz.”
ÇATSANDER yönetimi, Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın sürece doğrudan müdahil olmasının tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Öte yandan geçmiş BESOB yönetimi ve BESKOOP’a yöneltilen ağır eleştiriler, esnafın yaşadığı mağduriyetin sorumlularını bir kez daha gözler önüne serdi.
“Çataltepe mağdurlarının sabrı tükendi. Artık çözüm zamanı. Devlet sözünü söyledi: Çataltepe’de kimse mağdur edilmeyecek.”
Mudanya – İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanlığı, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir ziyaret sırasında ortaya çıkan görüntülere ilişkin kamuoyuna önemli bir açıklama yaptı. Parti İlçe Başkanı Ersin Erdönmez imzasıyla yapılan açıklamada, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç’ın Mudanya ziyareti sırasında, beraberindeki AK Parti Mudanya İlçe Başkanı Arif Bayrak’ın, devlet memuru statüsündeki Mudanya İlçe Spor Müdürü’nün makam koltuğuna oturmasının kabul edilemez olduğu belirtildi.
“Makam, Kamu Vicdanına Aittir”
Açıklamada, söz konusu davranışın yalnızca nezaket eksikliği değil, aynı zamanda devlet kurumlarının saygınlığına gölge düşüren bir protokol ihlali olduğu vurgulandı. İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanlığı şu ifadelere yer verdi:
“Makam, yalnızca sahibine aittir ve kamu vicdanını temsil eder. Bir devlet memurunun makamına, davet ya da izin olmadan oturmak; hem görgü ve nezaket kurallarını hem de devlet hiyerarşisinin temelini hiçe saymaktır.”
“Sayın Bayrak’ın bu davranışı, devlet kurumlarına duyulan saygıyı zedelediği gibi, kamu vicdanında da derin bir rahatsızlık yaratmıştır.”
“Protokol Kuralları Çiğnendi”
Bültende, protokol kurallarına ilişkin şu hatırlatmalar yapıldı:
Makam sahibinin daveti olmadan oturulmamalıdır.
Ziyaretçiler, makam sahibinin sağında ya da solunda uygun bir koltukta ağırlanmalıdır.
Ast-üst ilişkisini küçültücü, makam sahibini değersizleştirici hiçbir davranış kabul edilemez.
Bu bağlamda, “Bir İlçe Başkanı’nın, devlet memuru olan İlçe Spor Müdürü’nün makamına oturması, açık bir protokol ihlalidir” denildi.
“Bayrak’ı Nezaket ve Protokole Uymaya Davet Ediyoruz”
İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanlığı, açıklamanın sonunda şu mesajı kamuoyuyla paylaştı:
“Devletin kurumlarına ve memurlarına saygı şarttır.”
“Protokol kuralları, yalnızca yazılı kurallar değil; toplumsal düzenin, birlikteliğin ve barışın temelleridir.”
“Bir ilçe başkanının devlet kurumlarını temsil eden bir yöneticinin makamına oturması, sadece kişisel nezaketsizlik değil; kamu vicdanında da onarılması güç bir yaradır.”
Açıklamada ayrıca, Arif Bayrak’ın bundan sonraki süreçte kamu düzeni, protokol kuralları ve nezaket çerçevesine dikkat etmesi gerektiği ifade edilerek, “Bu tür zarar verici davranışlardan bir an önce dönmesini temenni ediyoruz” denildi.
Son Söz: “Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur”
İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanı Ersin Erdönmez, kamu kurumlarının ve makamlarının kişisel çıkarların değil, devletin ve milletin onurunu temsil ettiğini belirterek açıklamayı şu cümleyle tamamladı: “Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayi tarihinde önemli bir kilometre taşı olan Tolon Fabrikası, yeniden inşa ediliyor. Bursa’da kurulan ve Türkiye’nin ilk çamaşır ve bulaşık makinesi fabrikası olma özelliği taşıyan tesis, uzun yıllardır geleceği belirsiz bir şekilde gündemdeydi. Ancak Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) aracılığıyla yürütülen süreç sonucunda, fabrikanın orijinal mimarisine sadık kalınarak yeniden yapılması karara bağlandı.
Bir Ailenin Miras Mücadelesi
Süreç, fabrikanın kurucusu Kamil Özdemir Tolon’un torunu Güneş Tolon’un girişimleriyle başladı. Dedesi tarafından kurulan ve Cumhuriyet’in sanayileşme sürecinde sembol haline gelen fabrikanın geleceği hakkında resmi bilgi talebinde bulunan Güneş Tolon, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden gelen ilk yanıtların yetersiz olduğunu belirterek KDK’ya başvurdu.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun devreye girmesiyle birlikte Bursa Büyükşehir Belediyesi, resmi belgeleri KDK’ya sundu. Bu belgeler fabrikanın akıbetine dair en kritik bilgiyi gün yüzüne çıkardı.
2016 Kararı: Yıkım, Ama Şartlı
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 30.12.2016 tarih ve 6524 sayılı kararına göre, fabrika binası “riskli yapı” olarak değerlendirilmiş ve yıkımına izin verilmişti.
Ancak kararın en kritik unsuru, bu yıkım izninin bir şarta bağlı olmasıydı. Karar metninde açıkça şu ifadeler yer alıyordu:
“Yapının tarihi, mimari ve dönem özellikleri kapsamında, yıkımından sonra yeniden yapılmasına karar verilmiştir.”
Projenin, “röleve projelerine uygun olarak rekonstrüksiyon projeleriyle” Koruma Kurulu’na sunulması gerekmektedir.
Bu durum, Tolon Fabrikası’nın geleceğinin sadece bir ihtimal değil, hukuki bir zorunluluk olduğunu da ortaya koydu.
Ticaret ve Turizmle Bütünleşen Yeni Kimlik
Alınan kararlar doğrultusunda tesisin yeni fonksiyonu da netleşti. Hem Koruma Kurulu kararında hem de güncel imar planlarında fabrika alanı, “Ticaret-Turizm Alanı” olarak belirlenmiş durumda. Bu da Tolon Fabrikası’nın yeniden inşasında sadece bir sanayi mirası olarak korunmayacağını, aynı zamanda Bursa’nın turizm ve ekonomik hayatına katkı sağlayacak bir tesis olarak değerlendirileceğini gösteriyor.
Güneş Tolon: “Bu Sadece Aile Mirası Değil, Cumhuriyet’in Mirası”
Süreçle ilgili açıklama yapan Güneş Tolon, yaşadığı mutluluğu şu sözlerle dile getirdi: “Dedemin kurduğu, Bursa’nın ve Türkiye’nin sanayi tarihinde bir simge olan fabrikanın geleceğinin belirsizliği beni üzüyordu. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun arabuluculuğu ve resmi kurumların işbirliği sayesinde, ailemizin mirasının korunacağını ve yeniden inşa edileceğini öğrendiğim için çok mutluyum. Bu sadece ailem için değil, Cumhuriyet’in mirasını korumak adına da çok değerli bir gelişmedir. Süreç, sivil katılımın ve resmi kanalların tarihi mirasımızı korumada ne kadar önemli olduğunu gösterdi.”
Sanayi Tarihine Vefa
Bu gelişmeyle birlikte, Tolon Fabrikası’nın yeniden inşası sadece bir “restorasyon projesi” değil, Türkiye’nin sanayi hafızasına ve Bursa’nın tarihine vefa niteliğinde bir adım olarak değerlendiriliyor.
Demokrat Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ersin Aktaş, hem merkezi hükümete hem de yerelde iktidar olan CHP’li belediyelere sert sözlerle yüklendi. Aktaş, özellikle Osmangazi’nin sahipsiz bırakıldığını belirterek, yaşanan sorunları tek tek sıraladı.
“Kentsel Dönüşüm Nerede?”
Aktaş, Osmangazi’de çarpık yapılaşmanın ve yıllardır çözülemeyen kentsel dönüşüm sorunlarının büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguladı: “Deprem kapımızda. Bugün Osmangazi’de çarpık gecekondu tabut gibi binalarda yaşayan 100 binin üzerinde vatandaşımız, olası bir depremde can kaybı riskiyle karşı karşıya. Hükümet de, yerelde belediye başkanları da bu gerçekle yüzleşmek zorundadır. Kentsel dönüşüm nerede?”
“İnsanlar Eşyalarını Sokağa Atıyor, Osmangazi Belediyesi Toplamıyor”
Ekonomik krizin halkı derinden vurduğunu ifade eden Aktaş, vatandaşların eşyalarını sokağa atmak zorunda kaldığını belirtti: “Ekonomik buhrandan dolayı insanlar artık evlerindeki eşyalarını sokağa bırakıyor. Osmangazi Belediyesi bunları toplamaktan aciz mi? İlçe, hizmet açısından adeta sahipsiz.”
“AK Partili Belediyeler Yıllarca Uyudu”
Aktaş, özellikle Temiz Cadde çevresinde yıllarca devam eden soruna dikkat çekerek şunları söyledi: “Yıllarca surlara tecavüz eden binalara göz yumuldu. AK Partili belediye bu rezilliğe neden sessiz kaldı? Şimdi bu alan sadece bir otopark mı olacak? Osmangazi, Bursa’nın kalbi ama gelin görün ki hoyratça yönetiliyor.”
“Bölgeye Müze Kazandırılmalı”
Başkan Aktaş, bölgeye kültürel bir değer katılması gerektiğini savundu: “Oraya üç katlı, demir ve cam yoğunluklu, dağ yöresine uygun bir müze yapılmalı. Bu hem Bursa’ya hem bölge halkına kültürel bir miras olur. Orman yangınlarından yara alan Harmancık, Keles, Büyükorhan ve Orhaneli halkı için bu vicdani bir borçtur. Kendisi de dağ yöresinden olan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, bu sorumluluğu yerine getirmelidir.”
“Osmangazi Unutulan Bir Yerleşim Yeri mi?”
Ersin Aktaş, temel altyapı hizmetlerindeki aksaklıkları da gündeme taşıdı: “Vatandaş suların kesilmesinden, elektriğin yetersizliğinden şikâyetçi. Artık elektriklerde de kesintiler baş gösteriyor. Osmangazi unutulan, üvey evlat muamelesi gören bir yerleşim yeri midir?”
“Hükümet ve Yerel Yönetimler Sorumluluklarını Yerine Getirmeli”
Aktaş, açıklamasının sonunda hem merkezi hükümete hem de yerel yönetimlere çağrıda bulundu: “Halkın sorunlarını görmezden gelenler, günü kurtarmaya oynayanlar, bu şehrin geleceğini heba ediyor. Osmangazi sahipsiz değildir. Biz Demokrat Parti olarak halkın sesi olmaya devam edeceğiz.”
İŞÇİDER ve UKDER’den Caybaşı Köyü Hayrına Anlamlı Katılım
İŞÇİDER (İşçi Haklarını Koruma Derneği) Genel Başkanı İsmail Doru, UKDER (Uluçam Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği) Başkanı Ersin Ayar, Uluçam Muhtarı Salih Son ile birlikte Osmangazi ilçesine bağlı Çaybaşı Köyü’nde düzenlenen geleneksel köy hayrına katıldı. Yoğun katılımla gerçekleşen etkinlikte, köy halkı ve misafirler birlik, dayanışma ve paylaşma duygularıyla bir araya geldi.
Etkinlikte selamlama konuşması yapan İŞÇİDER Genel Başkanı İsmail Doru, “Köylerimiz artık emeklilerin dinlenme tesisleri oldu. Göç vermeyen köylerimiz ise neredeyse parmakla sayılacak kadar az kaldı. Çaybaşı da bu direnişi gösteren nadir köylerden biri” ifadelerini kullandı.
SİYASİLERE AÇIK ÇAĞRI: “KALKINMA KÖYDEN BAŞLAR”
Doru, konuşmasında siyasilere açık bir çağrıda bulunarak, “Üretimin ve kalkınmanın gerçek temeli köylerdir. Göç vermeyen bu nadir köylerimize özel destek programları açıklanmalı. Köy kalkınmadan, ülke kalkınamaz” dedi.
TARİHİ VE KÜLTÜREL BAĞLARA VURGU
Köy hayırlarının İslamiyet öncesine dayanan, 2500 yıllık bir Türk geleneği olduğunu belirten Doru, “Dağ yöresinde yapılan bu hayırlar, Türklerin Hıdırellez geleneğinin bir devamıdır. Bu etkinlikler sadece dini değil, kültürel birer mirastır” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda Çaybaşı Köyü Muhtarı başta olmak üzere organizasyona emek veren herkese teşekkür eden Doru, “Maddi manevi destek olanlara, tüm katılımcılara minnettarız. Bu birlik, beraberlik ruhu daim olsun” dedi.
Etkinlik sonunda toplu dua edilirken, köy halkının misafirperverliği ve birlik mesajı ise günün en güzel yansıması oldu.
News
