İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, PKK’nın silah bırakma açıklamasına sert tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu durumu “Sevr’den beter bir utanç” olarak nitelendirdi ve terör örgütüyle yapılan herhangi bir uzlaşma çabasını şiddetle eleştirdi.
Türkoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sevr’den beter utanç fotoğrafı! 50 bin insanımızın kanına giren ‘Bebek Katili’nden medet umulduğu, dahası, ‘zılgıtlar’ eşliğinde toplum nezdinde ‘meşru’ kılınmaya çalışıldığı Sevr’den beter bir utanç günüdür bugün. 700 binlik şanlı Türk Ordusu ile 70 kişilik terörist grubunun bir tutulduğu, Türk Milleti’nde sanki ‘savaş kaybetmiş’ bir ruh halinin yaratılmaya çalışıldığı bu utanç verici sürecin bütün hedefi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni son tahlilde bölüp parçalamaktır. Bizim için ‘keleşli’ terörist ile ‘kravatlı’ terörist arasında fark yoktur, terörist teröristtir. Devletimizi böldürtmeyeceğiz… Cumhuriyetimizi yıktırtmayacağız… Türk Milleti’ni sahipsiz bırakmayacağız… Son kale İYİ Parti. Ne mutlu Türküm diyene.”
Ayrıca, TBMM’de yaptığı konuşmada da benzer görüşleri dile getiren Türkoğlu, terör örgütüyle yapılan barış girişimlerini eleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğunu ve sonsuza kadar böyle kalacağını vurguladı.
Selçuk Türkoğlu’nun bu açıklamaları, PKK’nın silah bırakma çağrısına karşı çıkan sert bir duruşu temsil ediyor ve terörle müzakere edilmesine karşı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme yönündeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Türkoğlu, bu süreci “terörün makyajlandığı yeni bir aldatmaca projesi” olarak nitelendirdi ve Türk milletinin aklıyla alay edildiğini belirtti.
TBMM’de yaptığı konuşmada Türkoğlu, PKK’nın sözde fesih kararının, emperyalist destekli bir planın parçası olduğunu ifade etti. PKK’nın çatı örgütü KCK’nın hâlâ aktif olduğunu ve başkanlığını Abdullah Öcalan’ın yürüttüğünü hatırlatan Türkoğlu, YPG ve PYD gibi PKK’dan türeyen terör örgütlerinin Suriye’de devletçiklere dönüştürülmeye çalışıldığını vurguladı. Bu bağlamda, PKK’nın kendini feshetme açıklamasının, Türkiye’nin güney sınırında kurulmak istenen yeni bir terör devletinin propagandası olduğunu savundu.
Türkoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti terörle müzakere değil, mücadele etmek zorundadır” diyerek, geçmişteki çözüm süreci benzeri girişimlerin yeniden gündeme getirilmesini eleştirdi. Bu tür süreçlerin milletin hafızasında ihanet olarak yer aldığını belirten Türkoğlu, “Fesih tiyatrosunu görüyoruz ve kanmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Türkoğlu, PKK’nın silah bırakma çağrısının, terör örgütünün Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin kuzeyine taşınması için bir araç olduğunu ve bu sürecin Türkiye’nin federasyon sistemine sürüklenmesine yol açabileceğini iddia etti. Bu tür girişimlerin Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü tehdit ettiğini belirtti.
Son olarak, Türkoğlu, Türk milletinin bu tür aldatmacalara kanmayacağını ve geçmişte olduğu gibi bu tür oyunları boşa çıkaracağını ifade etti. “Türkiye Türk’tür, Türk kalacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.
Yıldırım İçin El Ele Platformu Kurucu Başkanı Ercan Sönmez, Yıldırım Belediyesi’ni sert bir dille eleştirdi. Sönmez, belediyenin “Ne varsa Yıldırım’da var” sloganının gerçeği yansıtmadığını belirterek, ilçede yaşanan sorunları gündeme taşıdı.
Sönmez, Yıldırım’daki çarpık kentleşme, kaçak yapılar, tarım arazilerinin imara açılması ve kentsel dönüşüm adı altında yapılan rantsal paylaşımların ilçeyi olumsuz etkilediğini ifade etti. Ayrıca, her yağmurda çöken yollar, eksik altyapı ve gençlerin nefes alacak alanlarının bulunmaması gibi sorunlara dikkat çekti.
Eğitim alanında da ciddi eksikliklerin olduğunu vurgulayan Sönmez, bazı çocukların sabahçı–öğlenci sistemiyle eğitim aldığını, bazılarının ise konteyner sınıflarda öğrenim gördüğünü belirtti. Bu durumun, çocukların geleceğini olumsuz etkilediğini söyledi.
Sönmez, belediyenin geçmişte yapılan projeleri yeniden sunarak halkı yanıltmaya çalıştığını iddia etti. Ayrıca, Yıldırım Belediyesi’nin kamu arazilerini parsel parsel el değiştirerek emlak ofisine dönüştüğünü savundu.
“Yıldırım’da ‘her şey varmış’ gibi davrananlar, aslında halkın aklıyla dalga geçiyor” diyen Sönmez, Yıldırımlıların bu durumu unutmayacağını belirtti. Platform olarak, göz boyayan değil, gerçek çözüm üreten bir belediyecilik anlayışına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Sönmez, “Unutmayın: Ne varsa Yıldırım’da varsa, okul yoksa, gelecek de yoktur! Yıldırım bunu da not etti, unutmaz!” diyerek sözlerini tamamladı.
İşte o paylaşım…
NE VARSA YILDIRIM’DA VAR(!)
YOKLUK VAR, YORGUNLUK VAR, VİZYONSÜZLÜK VAR!
Bugün karşımızda, “Ne varsa Yıldırım’da var” diyerek sahneye çıkan ama gerçekte Yıldırım’ı adım adım tüketen bir belediyecilik anlayışı var.
Bu sloganla göz boyamaya çalışıyorlar ama biz gerçekleri biliyoruz:
Ne mi var Yıldırım’da?
• Çarpık kentleşme,
• Kaçak yapılar,
• Tarım arazilerine çöken beton zihniyeti,
• Kupon arazilerin yandaşlara peşkeş çekilmesi,
• Kentsel dönüşüm adı altında rantsal paylaşımlar,
• Her yağmurda çöken yollar,
• Eksik altyapı,
• Gençlerin nefes alacak bir tek alanının bile bulunmadığı bir beton yığını,
• Ve en önemlisi:
Eğitimden mahrum kalan çocuklar!
Yıldırım’da yıllardır büyüyen okul yetersizliği sorunu, göz göre göre kangrene dönüştü.
Bazı çocuklar sabahçı–öğlenci diye sınıflarda dönüşümlü eğitim alıyor, bazıları konteyner sınıflarda geleceğe hazırlanıyor.
Eğitim çağındaki çocuklar gelecek kurmaya çalışırken, belediye hâlâ tabela değiştirmekle meşgul.
Bir ilçe, okulsuzlukla terbiye edilir mi?
Yıldırım’da eğitim yoksa, gelecek nasıl olacak?
Ve şimdi ne yapıyorlar?
Yıldırım’da derman olamayanlar,
sanki burada her sorunu çözmüş gibi başka ilçelere gidip “Bursa sizinle güzel” diyor.
Sözüm ona Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olma havasındalar.
Üstelik…
Bugün kamuoyuna “bir yılda yaptıklarımız” diye sundukları hizmetlerin içinde,
6 yıl önce yapılmış projeleri yeniden ‘taze hizmet’ diye pazarlamaları tam bir komedi!
Yerel basına da ayrı parantez açmak gerek:
Program bahane, kahve şahane!
Basın toplantısı mıydı, nostalji gecesi miydi belli değil.
Ama şunu biliyoruz:
Bu filmi daha önce izledik, tekrarına bilet almayacağız!
Yıldırım’da “her şey varmış” gibi davrananlar, aslında halkın aklıyla dalga geçiyor!
20 yıldır Yıldırım’ı mega bir köy haline getiren zihniyet,
şimdi çıkmış “Bursa’ya vizyon getireceğiz” diyor.
Oysa Yıldırım’ın sorunlarını görmeyen bir anlayış, 17 ilçeye nasıl çözüm üretecek?
Yıldırım Belediyesi, bugün geldiği noktada adeta emlak ofisine dönmüş durumda.
Tarım arazileri imara açılmış, kamu arazileri parsel parsel el değiştirmiş.
Bağış adı altında kaçak yapılara göz yuman,
sözde dönüşümle rant elde eden bir düzene kim “hizmet” diyebilir?
Bugün yapılan gösterişli sunumların ardında halk yok, çözüm yok, plan yok.
Sadece kendi kendini alkışlayan bir grup var.
Ama unuttukları bir şey var:
Bu milletin hafızası güçlüdür!
Yıldırımlılar unutmaz.
Yıldırım İçin El Ele Platformu olarak diyoruz ki:
Artık göz boyayan değil,
Gerçek çözüm üreten,
Sahte alkışlarla değil,
Halkın duasıyla yükselen bir belediyeciliğe ihtiyaç var!
⸻
Unutmayın:
NE VARSA YILDIRIM’DA VARSA, OKUL YOKSA, GELECEK DE YOKTUR!
Yıldırım bunu da not etti, unutmaz!
Ercan SÖNMEZ
Yıldırım için el ele platformu kurucu Başkanı
BSMMMO SEÇİMLERİ İÇİN BAŞKAN ADAYI OLAN BÜNYAMİN ÇOLAK PROJELERİNİ VE EKİBİNİ TANITTI
Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın 1 Haziran 2025 Pazar günü gerçekleşecek olan 25.Olağan Kongresinde aday olan Bursa Meslekte Dayanışma ve Birlik Grubu Başkan Adayı Bünyamin Çolak, kurul üyeleri ile projelerinin tanıtımını içeren aday tanıtım toplantısını BAOB BSMMMO Murat Güner Konferans Salonunda gerçekleştirdi.
Toplantıda hazır bulunan Bursa Meslekte Dayanışma ve Birlik Grubu Derneği Başkanı Fatih Arslan, Türkiye Meslekte Birlik Platformu Başkanı Ebubekir Şimşek ve TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nazım Tekelioğlu’nun selamlama konuşmalarının ardından denetleme, disiplin ve yönetim kurulu üyeleri sahneye davet edilerek özgeçmişleri katılımcılar ile paylaşıldı. Üyelerin tanıtımının ardından sahneye çıkan BSMMMO Başkan Adayı Bünyamin Çolak kurul üyeleri ile birlikte birlik fotoğrafı verdikten sonra projelerini ve aday olma amaçlarını açıklayan bir konuşma yaptı.
Çolak konuşmasında bugüne kadar rakiplerine nasıl iyi muhalefet yapılacağını öğrettiklerini 1 Haziran’dan sonra ise nasıl mesleki çalışma olur, nasıl oda yönetiliri öğretecekleri iddiasında bulundu. Meslektaşlarına seslenen Çolak birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Ardından projelerini tanıtmaya başlayan Çolak; Yeşil Pasaport, Sosyal Tesis, Muhasebe ve Ekonomi Zirvesi, Muhasebe TV, Yeniden Bilanço Dergisi, Eğitim Atölyeleri, Pozitif Bütçe, Mali Müşavirlik Fakültesi, Kooperatifleşme Modeli ile Ofis Desteği, MİM – Mevzuat İzleme Merkezi, Temsilde Adaletin Sağlanması, Tahsilat Sorunu ve Haksız Rekabetin Ortadan Kaldırılması, Bağımlı Çalışan Meslektaşlara Yasal Güvence, KDV-Gelir Vergisi Mevzuat Çelişkisinin Giderilmesi, Staja Başlama ve Yeterlilik Sınavlarının Bursa’da yapılması olmak üzere pek çok başlıkta proje ve çözüm önerilerini anlattı. Toplantının sonunda topluca fotoğraf çektiren grup, oda seçimleri için hazır olduklarını “Mesleğin İstiklali, Meslektaşın İstikbali için Biz Hazırız” sloganı eşliğinde bir kez daha yüksek sesle ilan ettiler.
BURSA MESLEKTE DAYANIŞMA VE BİRLİK GRUBUNUN PROJELERİ:
1-SOSYAL TESİS
İçerisinde kültür, sanat ve spor alanlarının olduğu, hoşça vakit geçirilecek, şehir dışından gelen misafir meslektaşların konaklama ihtiyacının karşılanacağı MALİ MÜŞAVİR EVİ projesi.
2- YEŞİL PASAPORT HAKKI
Mesleğin Türkiye için ne kadar önemli bir noktada olduğu bilimsel bir çalışmayla ilgili bürokratik çevrelere aktarılarak, yasal düzenleme taslağını hazırlanıp yeşil pasaport hakkını kazanmak için gerçek bir çalışma yürütülmesi.
3-MUHASEBE VE EKONOMİ ZİRVESİ
Uludağ Muhasebe ve Ekonomi Zirvesi projesi hayata geçirilerek, Cumhurbaşkanlığından ilgili bakanlıklara kadar üst düzey katılımların sağlandığı bir organizasyon Bursa’nın geleneği haline getirilecek.
4-MUHASEBE TV
Odada TV stüdyosu kurarak, üniversitelerden maliye ve ekonomi kurumlarına, kalkınma ajansı temsilcilerinden, hibe destek kurumlarına kadar bir çok alanda yetkin ve uzman kişilerin ağırlanacağı programlar düzenlenecek.
5-YENİDEN BİLANÇO DERGİSİ
Mobil aplikasyona dönüştürülecek bilanço dergisi dinamik bir yapıya kavuşturularak, mevzuat yazıları, sosyal içerikli yazılar ve sektörle ilgili haberler cep telefonundan sesli okuma ve dinleme yöntemiyle takip edilebilecek.
6- EĞİTİM ATÖLYELERİ
Büyük salonlarda yığma eğitimler yerine randevulu, butik eğitimlerle konuların daha anlaşılır, eğitimlerin daha verimli olması sağlanacak.
7-MECLİS TOPLANTILARI VERİMLİ HALE GELECEK
Oda meclisi toplantıları kısır tartışma döngüsünden kurtarılıp, gündem ve içeriği düzenlenerek meslek ve meslektaşlar için verimli hale getirilecek.
8-POZİTİF BÜTÇE
Müşterilerden sağlanacak sponsorluklarla ve proje ortağı yapılacak meslektaşlarla oda gelirleri artırılacak. Bütçe büyütülecek. Daha etkin daha verimli ve daha prestijli organizasyonlarla mesleğin sosyal itibarı hak ettiği noktaya taşınacak.
9- MALİ MÜŞAVİRLİK FAKÜLTESİ
Akademik bir mesleğin lisans boyutunda temel bir zemini olması gerektiği inancı ile mesleğin geleceği planlanacak. Mali Müşavirlik Fakültesi projesi için pilot üniversite ve akademik program çalışması yapılacak.
10- KOOPERATİFLEŞME MODELİYLE OFİS DESTEĞİ
Dayanışma ve birliğin en iyi modeli olan kooperatifleşme yoluyla, oda bütçesine yüklenmeden meslektaşlara ofis desteği oluşturulacak.
11- MİM – MEVZUAT İZLEME MERKEZİ
Oda bünyesinde bir izleme merkezi kurulacak. Bu merkez, mevzuat taslaklarını yayınlanmadan önce mesleki lobi faaliyetlerinin alt yapısını hazırlayacak ve sosyal medya üzerinden gerekli aksiyonların alınmasını sağlayacak. Ayrıca yeni çıkan mevzuatların özet açıklamaları meslektaşlar ile paylaşılacak.
12- TEMSİLDE ADALETİN BURSA ÖRNEĞİ YARATILACAK
Üst birlik olan TÜRMOB’dan başlayarak oda yönetimleri de dahil olmak üzere, çevre ilçelerdeki temsil düzeyine kadar tüm unsurların etkin katılımını artıracak yasal düzenleme çalışmaları yapılacak.
13- TAHSİLAT SORUNU VE HAKSIZ REKABETİ KALDIRMAK
Haksız rekabetin ve tahsilat sorunun kaynağı olan tarife karmaşasını gidermek ve tek ücret tarifesini hayata geçirmek için, Bakanlık düzeyinde kapsamlı bir çalışma yürütülecek. Tahsilat takibini merkezi sisteme bağlayacak altyapı projesinin pilot uygulaması Bursa’da hayata geçirilecek.
14- BAĞIMLI ÇALIŞAN MESLEKTAŞLARA YASAL GÜVENCE
Hazırlanmış olunan bağımlı çalışan mali müşavirlerin çalışma usul ve esasları hakkında yönetmelik taslağını resmileştirmek için bakanlık düzeyinde çalışma yürütülecek. Meslektaşların hakları savunulacak.
15- KDV/GELİR VERGİSİ MEVZUAT ÇELİŞKİSİ
Gelir Vergisi kanununa göre tahsilat esası, KDV kanununa göre hizmetin gerçekleşmesi esasına dayalı makbuz düzenlemesi karmaşasının giderilmesi için yasal ve bürokratik düzlemde çalışmalar yürütülecek. Vergi mevzuatı komisyonu bu konu için özel çalışma yürütecek. Kapsamlı bir çalışmayla tüm girişimler gerçekleştirilecek.
16- SINAVLAR BURSA’DA YAPILACAK
Türkiye’nin 4.Büyük şehri olan Bursa’nın staja başlama ve yeterlilik sınavlarının merkezlerinden biri haline getirilmesi sağlanacak. Bursa’daki ve çevre illerdeki stajyerlerin sınavları için üniversitelerle görüşmeler yapılıp alt yapısı hazırladıktan sonra TESMER ile birlikte hayata geçmesi sağlanacak.
Bursa’da özel eğitim sektörünün temsilcileri, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Muhammet Bilal Macit’in katılımıyla gerçekleştirilen önemli bir toplantıda bir araya geldi. Toplantıya Bursa İl Milli Eğitim Müdürü, Tan Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Erten Kayan ve kentte faaliyet gösteren 78 özel okulun yöneticileri katıldı.
Toplantının ana gündem başlıklarını; stajyer öğretmenlerin istihdam sürecindeki yasal engeller, mesleki eğitimde yaşanan eksiklikler ve Türkiye’nin giderek büyüyen ara eleman ihtiyacı oluşturdu.
Tan Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Erten Kayan, konuşmasında özel okulların istihdamda karşılaştığı bürokratik engelleri dile getirdi. Özellikle stajyer öğretmenlerin işe alımı sürecindeki kısıtlamalara dikkat çeken Kayan, “Stajyer öğretmenler uzaydan gelmiyor. Biz bu gençleri işe almak istiyoruz, ancak mevzuatlar bunu zorlaştırıyor. Oysa bu öğretmenler üç yıl boyunca sistemin tüm inceliklerini yaşayarak öğrenebilirler,” dedi.
Kayan ayrıca, meslek liselerinin hem nicelik hem nitelik açısından yetersizliğine işaret etti. Türkiye’de mühendis, mimar, avukat gibi meslek dallarına yönelimin çok yüksek olduğunu belirten Kayan, “Ben inşaat sektöründe de faaliyet gösteren biriyim. Her gün onlarca mühendis iş arıyor. Ancak bir kaynakçı, kalfa ya da çırak bulamıyoruz. Bir inşaat 168 kalemde kişiye iş verirken biz bu kadroları dolduramıyoruz. Ara eleman ihtiyacını karşılayacak meslek liselerini güçlendirmeliyiz,” dedi.
Ailelerin çocuklarını sadece prestijli ve sabit gelirli mesleklere yönlendirdiğine dikkat çeken Kayan, çözüm önerisi olarak devletin ortaokul 2. sınıftan itibaren mesleki yönlendirme sürecine dahil olması gerektiğini ifade etti.
Bakan Yardımcısı Macit: “Bu Belge Raflarda Kalmayacak”
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Muhammet Bilal Macit ise toplantıda yaptığı konuşmada, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nin sadece teorik değil, uygulamaya dönük bir belge olduğunu belirtti. “Bu belge bir raf ürünü değildir. Paydaşlarımızla birlikte yol haritamızı şekillendiriyoruz. Çünkü biz ‘ara eleman değil, aranan eleman’ yetiştiriyoruz,” dedi.
Macit ayrıca, özel sektörle iş birliğinin artırılması, okul-sanayi eşleşmeleri, staj imkânlarının genişletilmesi ve eğitim süreçlerinin gerçek sektör ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasının hedeflendiğini kaydetti.
Eğitimde İş Birliği Vurgusu
Toplantı, özel eğitim kurumlarının karşılaştığı yapısal sorunların doğrudan ilgili makamlara iletildiği, çözüm yollarının istişare edildiği önemli bir platform oldu. Katılımcılar, Türkiye’nin kalkınmasında eğitimli ve nitelikli iş gücünün rolünü vurgularken, mesleki eğitimin hem kamu hem özel sektör için stratejik bir alan olduğunu dile getirdi.
Toplantı sonunda sektör temsilcileri, bu tür diyalog zeminlerinin devam etmesi gerektiği görüşünde birleşti. Eğitimde kaliteyi artırmak, nitelikli insan kaynağını oluşturmak ve istihdam odaklı bir eğitim sistemine ulaşmak adına daha sık bir araya gelinmesi gerektiği belirtildi.
Anahtar Parti Bursa İl Başkanı Fikret Aslan, Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu’nun PKK ile yürütülen sürece dair referandum talebini hatırlatarak, “Genel Başkanımız, terörle mücadelede izlenen yolun bir paradigma değişikliğine dönüştüğünü vurgulayarak bu yeni yönelimin milletin iradesine danışılmadan yürütülemeyeceğini açıkça ifade etmiştir. Bu tarihi basın toplantısı, milletimizin vicdanında büyük bir yankı uyandırmıştır” dedi.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun referandum çıkışı ses getirmeye devam ediyor. Sosyal medya hesaplarında büyük destek toplayan çıkış, PKK ile girilen sürecin meşruluğunu tartışmaya açtı.
A Parti Bursa İl Başkanı Fikret Aslan da yaptığı açıklamayla referandum çıkışına sahip çıkarak Türk Milletini bu çağrıya destek olmaya davet etti.
8 Mayıs’ta düzenlenen basın toplantısında Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu şu cümleleri kullanmıştı:
“Açılım süreci için hemen ve acilen referandum istiyoruz”
“Terörsüz Türkiye diye zırhladığınız paradigma değişikliğini milletinizin onayına sunacaksınız. Referandum istiyoruz. Çok seviyorsunuz referandum yapmayı. Milletinizin onayına sunacaksınız. Millet iradesinin üstünde irade tanımıyoruz. Siz de tanımıyorsanız biz de tanımıyoruz. Biz de milletten başka onay merci kabul etmiyoruz. Dolayısıyla bu onay merci millet olduğu gerçeğinden hareketle sizi referanduma davet ediyoruz. Bu uğurda mücadele etmiş evlatlarınızı ezemezsiniz, üzemezsiniz. Bu mücadelede dünyanın hiçbir ülkesi böyle ayakta kalamaz. Kendi evlatlarını katledenlerin, kendi evlatlarının katiline sebep olan terör örgütünün mesajlarının okunduğu, muhatap alındığı, onları sevenlerin ağırlandığı, uğurlandığı, masalarda karşılıklı oturup tebessümlerin yapıldığı, kapılarda karşılandığı bir ülke ayakta kalamaz. Kalırız diyorsanız onaylayacaksınız. Referanduma ve seçime mecburiyet oluşturuyorsunuz.”
“Kürde kurbanız, PKK’ya düşmanız”
“Biz 40 yıldır PKK Kürtleri bizden almasın diye evlatlarımızı veriyoruz. Kürde evlatlarımızla kurbanız. Bir gün Kürde kem söz etmiyoruz, PKK’ya düşmanız, Kürde kurbanız. Öcalan’ı Kürt’e değdirmenize de müsaade etmeyeceğiz. Evlat büyütüyoruz, gönderiyoruz, ay yıldızlı al bayrağa sarılıp gönderiyorlar. Sıra dağlar gibi evlatlarımızı poşetlerle alıyoruz biz. Bir gün Kürde kem söz etmedik. Bir gün demedik bunları Kürtler vuruyor diye. PKK alçakları vuruyor dedik. Kürtleri PKK ile bizden alamadılar. Netanyahu’ya da Kürtleri kaptırmayacağız. PKK’ya kaptırmadığımızı Amerika’ya da kaptırmayacağız, İsrail’e de kaptırmayacağız. PKK’nın yapamadığını size de yaptırmayacağız.”
“Her şehide eşit merasim istiyoruz”
“Şehitlerimizin hepsine Sırrı Süreyya’ya yapılan merasimden istiyoruz. Evlatlarımızın, şehitlerinin hepsinin fotoğrafını okşamanızı istiyoruz. 40 yıldır mücadele etmiş evlatlarınızın çektiği acılara saygılı olacaksınız. Kendi evlatlarını katledenlerin, terör örgütünün mesajlarının okunduğu, muhatap alındığı, onları sevenlerin ağırlandığı, uğurlandığı, kapılarda karşılandığı bir ülke ayakta kalamaz.”
“2023’te millet size bu vekâleti bunun için vermedi”
“Görülüyor ki bir paradigma değiştiriyorsunuz. Umarım bu şahsiyet değişikliği değildir. Umarım bu hassasiyet, inanç değişikliği değildir. 2023’de vekaletinizi biz bunların canına okuyacağız, bunlar üzerinden devlete yerleşmeye çalıştıkları için CHP’nin de canına okuyacağız diye seçildiniz, vekaletinizin gerekçesi buydu”.
“Dün söylediklerinizi bugün yapıyorsanız, millete izah borcunuz var”
“Şimdi canına okuyacağız dediklerinize can yoldaşsınız. Temsil imkânı vermeyeceğiz dediklerinize meclis adresi olarak gösteriyorsunuz. Bu süreçte yeni ittifak kurdunuz. 2023’teki seçimde vekaleti milletinizde teröre müsamaha yok, teröristle tebessüm yok, teröristle muhataplık yok, teröristlerin canına okuyacağız, muhataplık kabul etmeyeceğiz diye aldığınız vekalet boşa düştü”.
“Kadere bak; Kimler kimlerle beraber!”
Cumhurbaşkanının lafı geldi şimdi. ‘Kadere bak, kimler kimlerle beraber.’ Çıraklık döneminizde yaptıklarınız güzeldi, ustalık döneminde berbat oldu memleket. Devletin başına devlet gelecek diye konuşuyordu ülküdaşlarınız, devletin başına devlet geldi, başımıza gelmeyen kalmadı. Dolayısıyla şimdi yaptıklarınızı referanduma götürmek zorundasınız.
“Millet bizi çocuklarımızın katilleriyle tebessüm ederken görmeyecek”
“Milletimiz bizi çocuklarımızın katillerine gülerken görmeyecek. Öcalan’dan barış havarisi çıkarmaya çalışırken görmeyecek. Milletimiz bizi kendi evlatlarını unuturken görmeyecek.”
İl Başkanı Aslan’dan Türk Milletine destek çağrısı!
Bu açıklamaların yalnızca bir siyasi uyarı değil, bir vicdan, bir sadakat ve bir şehit onuru çağrısı olduğunu vurgulayan Fikret Aslan, “Anahtar Parti olarak durduğumuz yer, milletimizin durduğu yerdir. Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun sözlerinin arkasındayız. Milletimizi, bu çağrıya kulak vermeye ve bu duruşa omuz vermeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
News
