Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, yurt dışında yaşayan Türklere yönelik önyargı, ayrımcılık ve adaletsizliklerle mücadele için “Türkofobi İzleme Merkezi”nin çok yakında faaliyete geçeceğini duyurdu.
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı, Türk kimliğine yönelik dünya genelinde artan önyargılara karşı önemli bir adım atıyor. Vakfın Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, yaptığı açıklamada Türkofobi İzleme Merkezi’nin kurulacağını ve merkez aracılığıyla yurt dışında yaşayan Türklerin maruz kaldığı haksızlıkların kayıt altına alınacağını belirtti.
“Türk milleti dünyanın dört bir yanında büyük bir ailedir”
Yıldırım konuşmasında, Türk milletinin yalnızca Anadolu coğrafyasıyla sınırlı olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Türk milleti, Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında yaşayan büyük bir ailedir. Bugün maalesef farklı ülkelerde Türk kimliğine karşı önyargılar, dışlayıcı tutumlar ve adaletsizlikler artmaktadır. Türkler, okullarda, iş hayatında ve gündelik yaşamda haksızlıklara maruz kalmaktadır. Biz bu haksızlıkları yok saymayacağız. İşte bu yüzden Türkofobi İzleme Merkezi’ni hayata geçiriyoruz. Bu merkez bir hafıza, bir takip mekanizması ve aynı zamanda bir çözüm adresi olacaktır.”
“Türkler asla yalnız değildir”
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım, özellikle yurt dışında yaşayan Türk gençlerine ve ailelerine seslenerek şu mesajı verdi: “Burada özellikle ifade ediyorum; yurt dışında eğitim için giden öğrencilerimiz, çalışmak için emek veren işçilerimiz, farklı ülkelerde hayat mücadelesi veren ailelerimiz ve bulundukları her coğrafyada Türk kimliğiyle var olan tüm kardeşlerimiz… Asla yalnız değilsiniz. Onların karşılaştığı her sorun bizim sorunumuzdur. Onların yaşadığı her haksızlık bizim mücadelemizdir. Çünkü biliyoruz ki Türk’ün gönlü bir attıkça çözümü de bir olacaktır.”
“Bahçeli’nin yol göstericiliğinde dünyadaki Türklerin yanında olacağız”
Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yol göstericiliğine de dikkat çekerek, Türkofobi İzleme Merkezi’nin önemine vurgu yaptı: “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin yol göstericiliğinde Ülkü Ocakları yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her köşesindeki Türklerin yanında olacaktır. Türkofobi İzleme Merkezi, Türk’ün hakkını savunan bir ses, kimliğini koruyan bir siper ve gençlerimiz için yeni bir ufuktur. Ve buradan müjdeliyoruz: Türkofobi İzleme Merkezi çok yakında faaliyetlerine başlayacaktır.”
Türkofobi İzleme Merkezi’nin kuruluş çalışmaları tamamlandıktan sonra merkezin faaliyetleri, yurt dışındaki Türk topluluklarının yaşadığı sorunları raporlamak, hukuki ve sosyal destek mekanizmaları oluşturmak ve kamuoyunu bilinçlendirmek üzerine yoğunlaşacak.
TÜED Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars: “Milletvekilleri acil sağlık eylem planı için birlik olmalı”
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars, Bursa’nın sağlık yatırımlarında yıllardır geri planda bırakıldığını vurgulayarak, tüm Bursa milletvekillerini ortak hareket etmeye çağırdı.
Temeli 9 yıl önce atılan ancak hâlâ tamamlanamayan Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yapan Pars, “Sağlık yatırımlarındaki ertelemenin bedelini vatandaş ödüyor” dedi.
“Kaybeden Vatandaşımız Olur”
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan vatandaşların özel hastanelere gidecek gücü kalmadığını belirten Pars, kamu hastanelerinde yaşanan yoğunluğa dikkat çekti:
“Sağlık hizmetlerine ulaşımda sadece emekliler değil, toplumun büyük bir bölümü ciddi sorunlar yaşıyor. 3 milyon 300 binden fazla nüfusu olan Bursa’da geçen yıl 43,5 milyon poliklinik hizmeti verilmiş. Bu rakam bile ihtiyacın boyutunu gösteriyor. Temeli 2016’da atılan Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi’nin 2019’da açılacağı söylenmişti, şimdi de 2025 sonu deniliyor. Yeniden ertelenirse kaybeden yine vatandaşımız olacak. Dahası, yıllardır bekleyen malzemelerin çürümeye başladığını duyuyoruz. Sağlık kurumlarımızın envanteri acilen gözden geçirilmeli.”
“Yüzde 10 Oran Kabul Edilemez”
Bursa’daki mevcut sağlık yatırımlarındaki gecikmelerin şehri ciddi şekilde mağdur ettiğini ifade eden Pars, şunları kaydetti:
Muradiye Devlet Hastanesi: Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla boşaltıldı. Deprem güçlendirme ve tadilat çalışmalarının 2026’da tamamlanacağı söylense de iş birkaç yıl daha uzayacak gibi görünüyor. Oysa bu hastane acilen hizmete açılmalı.
Çekirge Devlet Hastanesi: Yıkılarak 500 yataklı Fizik Tedavi ve Geriatri Hastanesi yapılacağı açıklandı. Ancak Pars, “Çekirge ya yerinde yeniden inşa edilmeli ya da güçlendirilmeli. Yeni hastane başka bir yerde yapılmalı” dedi.
Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi Rehabilitasyon Merkezi: “Bir an önce yenilenmeli, modern haliyle Bursa’ya kazandırılmalı.”
Pars, Bursa’da hasta yatak ve hekim sayısının nüfusa oranla yüzde 10 gibi çok düşük seviyede olduğunu belirterek, “Bu oran diğer şehirlerde çok daha yüksek. Bursa hep geri bırakılıyor, bu kabul edilemez” diye konuştu.
“Parti Ayrımı Yok, Birlik Çağrısı Var”
Sağlık sorunlarının siyasi polemik konusu yapılmaması gerektiğini vurgulayan TÜED Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Şehir Hastanesi’ne ulaşmak başlı başına bir sorun. Vatandaşlarımız Bursa’nın bir ucundan diğer ucuna gidiyor, ardından uzun süre kuyruk bekliyor. Bursa’nın sağlık yatırımlarında geri kalması artık tahammül edilemez bir noktaya geldi. Parti ayrımı gözetmeden tüm Bursa milletvekillerini el ele verip Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirmeye çağırıyorum. Bursa Acil Sağlık Eylem Planı hazırlanmalı. Biz de bu sürecin takipçisi olacağız.”
Öne çıkan başlıklar…
9 yıl önce temeli atılan Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi hâlâ tamamlanamadı.
Muradiye ve Çekirge Devlet Hastaneleri belirsizlik içinde.
Bursa’da hasta yatak ve hekim oranı nüfusa göre çok düşük (%10).
TÜED Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars, “Bursa sağlıkta hep geri bırakılıyor” diyerek tüm milletvekillerine birlik çağrısı yaptı.
CHP’li Meclis Üyesi Zafer Milli: “Muhtarlarımız mahallelerin can damarıdır”
Bursa’da geçtiğimiz haftalarda meydana gelen orman yangınlarında söndürme çalışmalarına aktif olarak destek veren mahalle muhtarları unutulmadı. Bursa Muhtarlar Derneği tarafından düzenlenen törende, yangınla mücadelede gösterdikleri fedakârlık için muhtarlara “Başarı Belgesi” takdim edildi.
Törene Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i temsilen Cumhuriyet Halk Partisi Yıldırım ve Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Zafer Milli, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı M. Emin Direkçi, Burulaş Muhtarlar Koordinatörü, Yıldırım Muhtarlar Derneği Başkanı Muhsin Sak ve Nilüfer Muhtarlar Derneği Başkanı Recep Bayraktar katıldı. Organizasyona ev sahipliği yapan Bursa Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer de teşekkürlerini iletti.
“Yangına Karşı Değil, Birliğe Destek Oldular”
Törende konuşan CHP’li Meclis Üyesi Zafer Milli, yangınlara müdahalede muhtarların kritik bir rol üstlendiğini belirterek şunları söyledi:
“Yangınla mücadele sadece itfaiyenin değil, topyekûn bir seferberliğin meselesidir. Bu süreçte bazı muhtarlarımız hiç düşünmeden tazyikli su hortumu taşıdı, bazıları gönüllüleri organize etti, bazıları ise yardıma gelen ekiplere rehberlik ederek zamanla yarıştı. Gösterdikleri bu fedakârlık ve özveri, takdiri fazlasıyla hak ediyor. Bursa Büyükşehir Belediyemiz adına kendilerine ‘Başarı Belgesi’ takdim ederek teşekkürlerimizi sunmak istedik. Sağ olsunlar, var olsunlar.”
“Muhtarlarımız Mahallelerin Can Damarıdır”
Zafer Milli, muhtarların yalnızca idari temsilciler değil, kriz anlarında toplumsal dayanışmanın en güçlü aktörleri olduğuna dikkat çekti:
“Bu olay bir kez daha gösterdi ki muhtarlarımız mahallelerin can damarıdır. Özellikle orman köylerindeki muhtarlarımız, yangının büyümesini önlemede aktif sorumluluk üstlenmiştir. Bu katkının kamuoyu tarafından da görülmesi, emeklerinin takdir edilmesi büyük önem taşıyor.”
“Doğayı Korumak Ortak Görevimiz”
Yangınlarla mücadelenin yalnızca acil müdahale değil, önleyici adımların da bir parçası olduğunu vurgulayan Milli, şu ifadeleri kullandı:
“Doğa hepimizin ortak evidir. Ormanlarımız sadece ağaç değil; suyumuz, oksijenimiz, geleceğimizdir. Bu nedenle anız yakmanın engellenmesi, ormanların korunması ve hızlı müdahale altyapısının güçlendirilmesi için tüm adımlar atılmalıdır. Muhtarlarımızın halkıyla birlikte sergilediği refleks, hepimize örnek olmalı.”
Dayanışmaya Örnek Bir Tören
Tören sonunda muhtarlar, kendilerine verilen teşekkür belgelerini alırken duydukları memnuniyeti dile getirdi. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise “Muhtarlarımız bizim için çok kıymetlidir. Başkanımız Mustafa Bozbey, tüm mahalle muhtarlarının talep ve isteklerini öncelikli olarak değerlendirmektedir” mesajını paylaştı.
Zafer Milli’nin girişimi, muhtarların özverili çalışmalarının takdir edilmesini sağlarken, kamuoyunda da geniş yankı buldu. Etkinlik, yerel yönetimlerin kriz anlarında sadece merkezden değil, mahalle düzeyinde de güçlü refleksler sergilemesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Gürsu Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Örgütü, tarihi bir siyasi sorumsuzluğa ve yönetim zaafiyetine sahne oluyor. İlçede gerçekleştirilen delege seçimleri sürecinde yapılan skandal kararlar ve antidemokratik uygulamalar, CHP tabanında büyük bir öfkeye neden oldu. Eleştirilerin hedefinde ise bizzat CHP Gürsu İlçe Başkanı Muhammet Aydın ve yönetimi var.
Halkın Çalışma Saatine Denk Gelen Seçimler! Kasıt mı Var?
14 mahalleden oluşan Gürsu’da, ilçe yönetimi delege seçimlerini, halkın işe gidip geldiği, çocukla, işle, hayat mücadelesiyle uğraştığı göz önüne alınarak 20.00 – 22.00 saat aralığına koydu. Üstelik bunu üst üste sosyal medya ve yaygın medya organlarından 3 gün boyunca duyurdu. Daha sonra il yönetiminden gelen bir kararla saatleri öne çekerek büyük bir siyasi körlük örneği sergiledi.
Daha da vahimi, seçim saatlerini 17.00 – 19.00 aralığına çekerek, birçok çalışanın sandığa gitmesini fiilen engellediler. Sanki üyelerin katılımı değil, katılamamaları için çaba gösterildi. Bu uygulamalar, sadece seçimin meşruiyetini gölgelemekle kalmadı, CHP Gürsu İlçe Başkanlığı’nın siyasi itibarsızlığını da tescilledi.
Kendi Sonlarını Hazırladılar! Üyeyi Sandıktan Kopturdular
Bu beceriksizlik, ya da daha sert ifadeyle, organize edilmemiş sabotaj, birçok partilinin sandığa gidememesine, dolayısıyla seçimlere katılımın düşmesine neden oldu. Partililer soruyor:
“Kimin talimatıyla bu saatler belirlendi? Muhammet Aydın kimin adamı? Yoksa bu bir ‘seçim mühendisliği’ midir?”
Cavit Kaya Ezici Üstünlükle Çıktı, Aydın’ın Sandığı Patladı!
Tüm bu antidemokratik uygulamalara rağmen, geçmiş dönemlerde muhalefetin simgesi haline gelen ve Gürsu’nun ilçe yapılmasında büyük emeği bulunan merhum belediye başkanı Memduh Kaya’nın oğlu Cavit Kaya, delege seçimlerinde ezici bir üstünlük sağladı. Kaya’nın halkla olan güçlü bağı ve örgüt içindeki saygınlığı, Muhammet Aydın’ın tüm manevralarını boşa çıkardı.
Sosyal Demokrat Taban Öfkeli: “Bu Yönetim İstifa Etmeli!”
Aydın’ın uygulamaları, CHP’nin öz gücünü oluşturan sosyal demokrat kitlede ciddi kırılmalara yol açtı. Parti içi birçok aktif üye, yönetime karşı açıkça tepkisini gösteriyor.
“Bu tavır, CHP’nin ruhuna ihanettir”,
“Üyeyi yok sayan bir yönetim, partiye ne kazandırabilir?”,
“Muhammet Aydın koltukta oturmaya devam ettikçe Gürsu CHP ileri gidemez” gibi sert açıklamalar sosyal medyada ve kulislerde dile getiriliyor.
Sonuç: CHP Gürsu’da Değişim Kaçınılmaz!
Tüm bu gelişmeler ışığında, CHP Gürsu İlçe Başkanlığı’nda artık değişim kaçınılmaz görünüyor. Üyenin iradesini hiçe sayan, sandıktan kaçırmaya çalışan bir anlayışın yerini, örgüte güven veren, halkla yürüyen bir yönetim almalı.
Aksi halde, Gürsu’da CHP’nin kendi eliyle örgütünü bitirdiği bir dönem daha yazılacak.
İYİ Parti Orhangazi İlçe Başkanı Bülent Bakış yaklaşan tehdide dikkat çekti. Bakış; “Yeni eğitim-öğretim yılı başlarken, ülkemizin kanayan yarası haline gelen eğitim sorunları artık alarm veriyor. Çocuklarımızın geleceği, devletin beceriksiz ve ilgisiz politikaları yüzünden ciddi bir tehdit altındadır. Bu sorunlar sadece ders başarısını değil; öğrencilerimizin güvenliğini, sağlığını, psikolojisini ve yarınlara dair umutlarını yok etmektedir.
EŞİTSİZLİK: ADALET YERLE BİR OLDU
Devlet okulları ile özel okullar arasındaki uçurum derinleşmiş, eğitim bir hak olmaktan çıkarılıp ayrıcalığa dönüştürülmüştür.
Maddi durumu yetersiz ailelerin çocukları, kalabalık sınıflarda, yetersiz imkanlarla, adeta kaderine terk edilmektedir.
Birçok aile, eğitim hakkını satın almak zorunda bırakılmakta, borçlanarak çocuklarını özel okullara göndermeye mecbur edilmektedir.
GÜVENLİK ZAFİYETİ: OKULLAR TEHDİT ALTINDA
Okullarımızın çevresi uyuşturucu ve şiddetin kol gezdiği tehlikeli alanlara dönüşmüştür.
Güvenlik görevlisi olmayan okullar, yetersiz kamera sistemleri ve kontrolsüz giriş çıkışlarla büyük risk altındadır.
Çocuklarımızın güvenliği bile sağlanamıyorsa, bu ülkenin geleceği nasıl güvence altına alınacaktır?
PSİKOLOJİK DESTEK YOK DENİLECEK KADAR AZ
Akran zorbalığı, sınav kaygısı, aile içi sorunlar çocuklarımızın ruh sağlığını tehdit etmektedir.
Buna rağmen rehber öğretmen sayısı yok denecek kadar azdır. Psikolojik destek sistemi iflas etmiştir.
Çocuklarımız içine kapanıyor, sesini çıkaramıyor, geleceğe dair umutlarını kaybediyor.
Spor salonu, laboratuvar, kütüphane gibi eğitim için vazgeçilmez alanlar birçok okulda bulunmuyor.
Bu şartlarda nasıl bir nesil yetiştirmeyi planlıyorsunuz?
BU TABLOYU KABUL ETMİYORUZ
Yaşananlar münferit değil, sistematik bir çöküşün resmidir. Bu düzenle ne eşitlik, ne adalet, ne de gelecek mümkündür.
Eğitim, anayasal bir haktır.
Bu hakkı sağlayamayan iktidar, sadece çocuklarımıza değil, milletimizin geleceğine de ihanet etmektedir.
“Alıştık artık” demek, yarınımızı karanlığa teslim etmektir.
ACİL ÇÖZÜM ADIMLARI
Devlet okulları özel okullarla rekabet edebilecek hale getirilmeli, fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
Her okulda güvenlik görevlisi bulundurulmalı, kamera sistemleri kurulmalı, okul çevreleri denetim altına alınmalıdır.
Rehber öğretmen ve psikolojik danışman desteği her öğrenciye ulaşmalıdır.
Fiziki koşullar düzeltilmeli, temiz ve modern okullar inşa edilmelidir.
Uyuşturucu ve suçla mücadele okul çevrelerinde sıfır toleransla yürütülmelidir.
Eğitim politikaları, siyasi çıkarlarla değil, milletin geleceği için yeniden yapılandırılmalıdır.
Unutulmasın: Çocuklarımızın geleceğini karartan her ihmal, bu ülkenin yarınlarını karartmaktadır. Bu gidişata sessiz kalmayacağız!” ifadelerini kullandı.
News
