Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerinin açıkça hedef alındığı, milletimizin kırmızı çizgilerinin pazarlık masalarına sürüldüğü bu dönemde; İYİ Parti, halkın iradesini meydanlara taşıyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Müsavat Dervişoğlu öncülüğünde başlatılan “Birinci Vazifen” temalı mitinglerin ilki, 3 Ağustos Pazar günü Bursa Osmangazi Meydanı’nda gerçekleştirilecektir. Miting, yalnızca İYİ Parti’nin değil, bayrağına, milletine, şehitlerinin emanetine sahip çıkan her vatandaşın ortak sesi olacaktır.
İKTİDARIN TERÖRLE MÜZAKERE ARAYIŞI KABUL EDİLEMEZ!
Son günlerde kamuoyuna yansıyan ve iktidarın desteklediği çevrelerin dillendirdiği gelişmeler, millet vicdanında büyük bir infial yaratmıştır:
PKK terör örgütüyle masaya dönüş hazırlıkları,
Terörist başı Abdullah Öcalan’la dolaylı diyalog arayışları,
“Umut hakkı” söylemiyle Öcalan ve benzeri katillerin serbest bırakılabileceği sinyalleri, bu milletin ortak değerlerine, şehitlerine ve hukuk devletine açık bir saldırıdır.
Bu süreç, binlerce şehidimizin kanını hiçe saymak, milletin hafızasını aşağılamaktır.
Üniter devlet yapısı, tartışmaya açılmak istenmektedir.
Bu girişimler, sadece bir siyasi proje değil; milli birliğimize ve cumhuriyetimizin temellerine yönelmiş bir tehdittir.
BURSA’DAN TÜM TÜRKİYE’YE SESLENECEĞİZ
İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanı Ersin Erdönmez, tüm Bursalı hemşehrilerini ve vatanına sahip çıkan her yurttaşı, 3 Ağustos’taki bu tarihi buluşmaya davet etti:
“Bu miting:
Bir partinin değil, milletin vicdanının meydandaki yansıması olacaktır.
Şehitlerimizin kanı üzerinden pazarlık yapanlara ‘Dur!’ diyenlerin sesi olacaktır.
Anayasamızın değiştirilemez maddelerine sahip çıkanların güçlü duruşu olacaktır.”
“Bugün susarsak, yarın bir ülkemiz kalmayabilir. Bugün geri durursak, yarın çocuklarımızın gözünün içine bakamayabiliriz. 3 Ağustos Pazar günü saat 18.00’de Osmangazi Meydanı’nda, ‘Birinci Vazifen’ diyerek hep birlikte orada olalım. Bayrağımızı al, vatanına sahip çık!”
📍 MİTİNG BİLGİLERİ
Etkinlik: Birinci Vazifen – İYİ Parti Halk Mitingi Tarih: 3 Ağustos 2025, Pazar Saat: 18.00 Yer: Osmangazi Meydanı – Bursa Katılımcı: İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Müsavat Dervişoğlu ve binlerce vatandaş
Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi Başkanı Zehra Çakır yaptığı açıklamayla gündeme damga vurdu! Çakır; “Gürsu, Kestel ve Harmancık ilçelerinde başlayan ve kısa sürede geniş alanlara yayılan orman yangınları, Türkiye genelinde aynı anda çıkan diğer yangınlarla birlikte doğayı, canlı yaşamını ve ülkemizin ekolojik varlığını geri döndürülemez biçimde tehdit etmektedir. Bu yalnızca bir çevre felaketi değildir; bu, doğrudan doğruya insan hayatına, halk sağlığına ve çocuklarımızın geleceğine yönelmiş topyekûn bir yıkımdır.
Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyoruz. Ancak artık taziye mesajları yetmiyor. Artık hesap sorma, sorumluluk alma ve acil harekete geçme zamanıdır.” dedi.
HER YIL AYNI SENARYO: ATEŞ, İHMALİ YAKAR!
Çakır; “Her yaz tekrar eden yangınlar artık “doğal afet” değil; plansızlığın, ihmalin ve doğadan bihaber uygulamaların sonucu olan organize bir yıkımdır. İklim krizinin etkileri ortadayken, hâlâ bilimden uzak politikalarla, hâlâ doğayı rant alanı gören zihniyetle devam edilmesi kabul edilemez.
SORUYORUZ: Daha kaç hektar yanmalı? Daha kaç canlı yok olmalı? Daha kaç çocuk, orman nedir bilmeden büyümeli?” dedi.
Çakır; “Yangına sadece hortumla, sadece helikopterle müdahale edemezsiniz. Yangın sonrası yapılması gerekenler ertelenemez, hafife alınamaz:
Riskli bölgelerde yangına dayanıklı peyzaj planlamaları derhal hayata geçirilmelidir. Tarım, orman ve yerleşim alanlarının sınırları kararlılıkla korunmalı, baskıya izin verilmemelidir. Plansız, popülist ağaçlandırma uygulamaları derhal son bulmalıdır. Ekosistemi restore etmeyen her uygulama doğaya ihanettir. Peyzaj mimarları, orman mühendisleri, ekologlar ve tüm ilgili disiplinler, masaya birlikte oturmalı, sahada birlikte çözüm üretmelidir.” dedi.
BİLİM YOKSA, GELECEK DE YOK!
Çakır; “Biz peyzaj mimarları:
Toprağın yükünü, mikroklimasını, eğimini biliriz, Yangına dirençli, yerli ve doğal türlerle yaşanabilir alanlar planlarız, Doğanın kendi döngüsünü kuracak, sürdürülebilir yaşam alanları tasarlarız.
Yanlış bitki türü seçimi, sadece kaynak israfı değil, ekolojik sabotajdır. Yanlış planlama, doğaya ihanet; doğru bilimsel yaklaşım, yaşama sadakattir.” dedi.
ZEHRA ÇAKIR’DAN AÇIK ÇAĞRI: YA BİLİMLE HAREKET EDİN, YA DA YANGINLARIN SORUMLULUĞUNU ALIN!
Çakır; “Bugün bir orman yanıyor, yarın sırada ne var? Bu felaketlerin kader olmadığını, göz göre göre geldiğini biliyoruz. Artık laf değil, bilimsel eylem zamanı.
Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi olarak;
Doğal alanların korunması,
Yangın tampon bölgelerinin oluşturulması,
Sürdürülebilir peyzaj planlamaları ve
Doğaya uygun, bilim temelli restorasyon projeleri için elimizi değil, tüm mesleki gücümüzü taşın altına koymaya hazırız.
Tüm kamu otoritelerini, yerel yönetimleri, ilgili kurumları açıkça uyarıyoruz: Peyzaj mimarlarının uzmanlığından faydalanmayan hiçbir müdahale kalıcı çözüm sunamaz.” dedi.
SÖZÜMÜZ NET: DOĞAYI KORUMAK GÖREV DEĞİL, MECBURİYETTİR!
Çakır şu sözlerle; “Bugün susanlar, yarın bu yangınların ortağı olacaktır. Biz susmuyoruz, beklemiyoruz, izlemiyoruz. Sorumluluğumuzu biliyor, geleceği savunmak için harekete geçiyoruz” açıklamasını bitirdi.
Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Katırlı Dağları’nda meydana gelen büyük orman yangını sonrası yaptığı son açıklamada, ilçe halkına teşekkür ederken aynı zamanda dikkat çekici bir mesaj verdi:
“Bağış çağrıları için teşekkür ederiz, ama bakanlıkla koordineli ilerleyeceğiz” dedi. Işık, sürecin kontrol altında olduğunu belirterek vatandaşın gösterdiği gönüllü destek duygusunun farkında olduklarını da vurguladı:
“Sizlerin desteğiyle güç buluyoruz. Ancak bu süreci başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere ilgili kurumlarla planlı, kontrollü ve sorumlu şekilde yöneteceğiz. Şimdi görevimiz, faciayı atlattıktan sonra Gürsu’muzu yeniden ayağa kaldırmak.”
“Fidan değil, hesap zamanı!”
Gürsu’da yaşanan yangın felaketi sonrası bazı çevrelerin sadece fidan dikme kampanyalarıyla yetinmesi kamuoyunda rahatsızlık yarattı. Sosyal medyada “fidan değil, hesap zamanı” etiketleri gündem olurken, Gürsu’nun eski CHP İlçe Başkanı Cavit Kaya da siyasi partiler, sanayiciler ve STK’lara net bir çağrıda bulundu:
“Gürsu tekrar yemyeşil olacaksa, bu ancak gerçek dayanışmayla olur. Herkesin elini taşın altına koyacağına, fedakârlık göstereceğine inanıyorum. Ama bu süreçte kimse dışlanmamalı. Ne yerel yönetimler dışlanmalı, ne de halk. Bu işin şovu değil, çözümü lazım.”
Katırlı Dağları: Sadece bir orman değil, Bursa’nın ciğeriydi!
Cavit Kaya, yangının sadece Gürsu’yu değil, Bursa’nın tüm doğa ve tarım dengesini sarstığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Katırlı Dağları’nın ormanları, Bursa’nın ekolojik dengesinin temel taşıydı. Su dengemizden, hava kalitemize, tarım verimliliğimizden mikro iklimimize kadar her şey bu bölgeye bağlıydı. Bu yangın sadece ağaçları değil, geleceğimizi yaktı.”
“Biz bu sürecin birilerinin şahsi PR çalışmasına dönüştürülmesini istemiyoruz. Yerel yönetimlerle bakanlık arasında koordinasyon şart. Her kurumun, her bireyin katkısı değerlidir. Bu süreci kişiselleştirmeyin, sahiplenin ama dışlamayın!”
Reklam Değil, Gerçek İş!
Hem Mustafa Işık’ın hem de Cavit Kaya’nın verdiği ortak mesaj net: Artık sahada gerçek icraat zamanı. Gürsu’nun yeniden doğaya kavuşması, sadece fidan dikmekle değil; planlı, şeffaf, kapsayıcı ve herkesin dahil olduğu bir yeniden inşa süreciyle mümkün.
“Bu şehre borcumuz var. Bu yangın sadece doğayı değil, ihmalleri de açığa çıkardı. Şimdi herkesin elini taşın altına koyma, laf değil iş üretme zamanıdır.”
Gürsu’ya, Bursa’ya ve ülkemize geçmiş olsun. Katırlı Dağları’nın yeniden yeşermesi için hep birlikte, ama samimiyetle, ama koordinasyonla…
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, özellikle son günlerde kamuoyunda yer alan “Diyanet çalışanları nerede?” türü sorgulamalara karşı, hem duygusal hem de etkileyici bir dille yanıt verdi. Şanlı’nın açıklaması, Diyanet camiasının görünmeyen ama vazgeçilmez hizmetlerine ışık tuttu.
“Onlar sadece kürsüde ya da camide değil, milletin acı çektiği, darda kaldığı her yerdedir. Yangında, depremde, pandemide… İyiliğin olduğu her yerde, dua edilen her mekânda onlar vardır. Ama görülmezler, çünkü kameralar için değil, Allah’ın rızası için çalışırlar.”
Yangın Bölgelerinde Sessiz Kahramanlar
Şanlı, Bursa ve Eskişehir illeri başta olmak üzere, sendikanın kurduğu profesyonel gönüllü ekiplerin orman yangınlarının yaşandığı bölgelerde aktif görev aldığını belirtti. Yangın söndürme ekiplerinin yanında, vatandaşların yanında, duaların ortasında olduklarını vurguladı:
“Teşkilatımızın donanımlı araç ve ekipmanlarla desteklediği ekipler, yangın bölgelerinde fedakârca mücadele etmektedir. Bu mücadele sadece bir fiziki yardım değil, moral, maneviyat ve vefadır.”
“Görülmezler, çünkü reklam için değil, rıza için çalışırlar”
Hilmi Şanlı’nın açıklamasının en dikkat çekici bölümlerinden biri, Diyanet çalışanlarının sıklıkla görünmez olmakla itham edilmesine verdiği derin cevap oldu:
“Hiçbir kameranın kaydetmediği yerde, bir yaşlının elinden tutan, bir çocuğun başını okşayan onlar. Bir cenazede sessizce Fatiha okuyan, bir afette gözyaşını içine akıtan onlardır. Onlar görünmezler, çünkü bağırmazlar. Onlar duyulmazlar, çünkü gösterişe değil, gönüle konuşurlar.”
“Diyanet çalışanı, bu milletin vicdanıdır”
Şanlı, Diyanet personelinin yalnızca din hizmeti sunan görevliler değil; aynı zamanda toplumun vicdanına, maneviyatına, ortak acılarına şahitlik eden insanlar olduğunun altını çizdi:
“Onlar sabırla, inançla ve sadakatle görev yaparlar. Bir düğünde mutluluğa vesile, bir cenazede sabra omuz, bir felakette teselli olur. Sadece sözle değil, eylemle, fedakârlıkla ve imanla bu millete hizmet ederler.”
Hak, emek ve alın terinin savunucusuyuz
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak yalnızca manevi değil, aynı zamanda çalışan hakları mücadelesinde de kararlı olduklarını ifade eden Şanlı, şu net mesajı verdi:
“Biz, Diyanet çalışanlarının emeğini, haklarını ve alın terini her platformda savunmaya devam edeceğiz. Onların görünmeyen kahramanlıklarını görünür kılmak da bizim sorumluluğumuzdur.”
“Bu bir görev değil, iman meselesidir”
Açıklamanın son bölümünde Hilmi Şanlı, Diyanet hizmetinin herhangi bir meslekten öte bir iman ve adanmışlık meselesi olduğunu şu sözlerle vurguladı:
“Diyanet çalışanları görev yaptıkları her mahallede, her köyde, her şehirde var olmaya devam edecek. Çünkü bu, bir meslek değil; bu bir kulluk, bir vefa, bir sorumluluk meselesidir. Ve biz, bu milletin manevi omurgası olarak her şartta dimdik ayakta duracağız.”
İYİ Parti Gemlik İlçe Başkanlığı, bazı basın organlarında ve sosyal medya platformlarında yer alan, Bursa’daki orman yangınlarının faili olduğu iddia edilen şahsın İYİ Parti teşkilatında görev yaptığına dair haberlerin tamamen yalan ve iftira olduğunu açıkladı. İlçe Başkanı Orhan Karaduman imzasıyla yayımlanan açıklamada, söz konusu haberler için “çamur at, izi kalsın siyaseti” nitelemesi yapılırken, gerekli hukuki süreçlerin derhal başlatılacağı vurgulandı.
İftira Üzerinden Siyasi Operasyon: Kamuoyu Yanıltılıyor
Son günlerde bazı yerel medya mecralarında ve sosyal medya gruplarında, Bursa’daki orman yangınına karıştığı iddia edilen bir kişinin İYİ Parti ile bağlantılı olduğu yönünde haber ve paylaşımlar yer almıştı. İYİ Parti Gemlik İlçe Başkanlığı bu iddiaları sert bir dille yalanladı:
“Ortaya atılan bu iddialar, baştan sona kurgu, mesnetsiz ve kirli bir algı operasyonudur. Partimizle hiçbir bağı olmayan bir şahıs üzerinden siyasetimize gölge düşürülmeye çalışılmaktadır.”
Yalan Haber Üzerinden Tetikçilik: Yerel Basın Mercek Altında
İlçe Başkanı Orhan Karaduman, söz konusu asılsız haberleri sosyal medya gruplarında paylaşan ve ardından bu haberin yalanlandığını 24 saat sonra Instagram hikâyesinde kısa süreli paylaşan yerel basın mensubunu da açıkça eleştirdi:
“Haberin yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra sadece 24 saatlik bir Instagram hikayesiyle geçiştirilmeye çalışılması, ardından uyarılarımıza rağmen ‘süresi geçti’ bahanesiyle düzeltmenin ısrarla yapılmaması, bizlere yerel basının bir bölümünü yeniden gözden geçirme zorunluluğu doğurmuştur.”
Açıklamada, İYİ Parti’nin emekle, mücadeleyle ve milletin desteğiyle yürüttüğü siyaset anlayışına zarar vermek isteyen kişi ve kurumların ilçede artık karşılığının kalmadığı belirtilerek şu net mesaj verildi:
“Tarafsız, adil ve hakkaniyetli habercilikten uzak duran; partimize karşı bilinçli şekilde karalama kampanyası yürüten kişi ve yayınların, Gemlik kamuoyu nezdinde bir itibarı kalmamıştır. Biz artık bu tavırlara ne siyasi ne ahlaki ne de hukuki anlamda müsamaha göstermeyeceğiz.”
İYİ Parti’nin Bu Şahısla HİÇBİR Bağı Yoktur!
İlçe Başkanı Karaduman, iddiaların merkezindeki şahısla partileri arasında hiçbir bağ, üyelik ya da görev ilişkisinin olmadığını net şekilde ortaya koyarak şunları ifade etti:
“İYİ Parti’nin bu şahısla hiçbir bağı, ilgisi ve ilişkisi yoktur. Bu çirkin iftiralar, siyaseti yalanla kirleten karanlık odakların ürünüdür.”
Hukuki Süreç Başlatılıyor: Hesap Verecekler
Karaduman, partilerini karalamaya yönelik bu sistematik girişimler hakkında hukuki adımların derhal atılacağını ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için gereken tüm süreçlerin titizlikle yürütüleceğini belirtti:
“Bu yalanları yayanlar hakkında hem cezai hem tazminat boyutunda gerekli başvurular yapılacaktır. Bu iftiraları paylaşanlar, sadece hukuki değil, vicdani sorumluluk da taşımaktadır.”
“İYİ Parti’nin Durduğu Yer Milletin Yanıdır”
Açıklamanın sonunda, İYİ Parti’nin kirli siyasete asla boyun eğmeyeceği, doğruluk, şeffaflık ve halkın menfaatleri doğrultusunda kararlılıkla yoluna devam edeceği vurgulandı:
“Bizler İYİ Parti olarak milletimizin emaneti olan ormanlara saldıran alçak zihniyetle de, yalan haberi siyaset malzemesi yapanlarla da sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu mücadelede hiçbir tehdit ve algı operasyonu bizi yıldıramayacaktır.”
News
