KAPALI
İMSAK'A KALAN SÜRE
08 Mayıs 2025 Perşembe
Uzun Bir Aradan Sonra!!
Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu'ndan Pakistan'a Tam Destek Çağrısı: "Bu, Türkiye'nin İnsanlıkla İmtihanıdır"
Zaman ayarlı ‘AHMAK’ davası…
Orhangazi’de Eski Mezar Taşlarının Sahipsizliği ve Korunma İhtiyacı: Tarih ve Kültürün Yok Olma Tehlikesi
Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan gerilim ve savaş tehdidine dair önemli bir değerlendirmede bulundu. Uluslararası toplumun Pakistan’a yönelik çifte standart uyguladığını vurgulayan Yardımcıoğlu, Türkiye’nin kardeş ülkeye kayıtsız şartsız destek vermesi gerektiğinin altını çizdi. Yardımcıoğlu, bu durumu “Türkiye’nin insanlıkla imtihanı” olarak nitelendirdi.
“Pakistan Müslüman Olduğu İçin Hedefte”
Yardımcıoğlu açıklamasında, Pakistan’ın sadece siyasi ihtilaflar nedeniyle değil, doğrudan Müslüman kimliği sebebiyle uluslararası arenada hedef alındığını söyledi. “Batı dünyası, Pakistan’ı feda edilebilir bir ülke olarak görüyor. Bu yaklaşım, İslam coğrafyalarına yönelik tarihsel önyargıların ve ayrımcılığın günümüzdeki yansımasıdır,” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukuk kurallarının Müslüman ülkeler söz konusu olduğunda görmezden gelindiğine dikkat çeken Yardımcıoğlu, “İnsan hakları, özgürlükler ve evrensel değerler ne zaman Müslüman bir ülkeyle ilgili ihlal edilse, dünya sessiz kalıyor. Bu suskunluk, yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküştür,” dedi.
“Türkiye Bu Sınavı Geçmek Zorundadır”
Yardımcıoğlu, Türkiye ile Pakistan arasındaki derin tarihi bağlara işaret ederek, bu ilişkinin sadece diplomatik bir dostluk değil, aynı zamanda kardeşlik temelinde şekillendiğini vurguladı. “Pakistan, Kurtuluş Savaşı’mızda bize maddi ve manevi destek sağlamış, Türk milletinin yanında yer almıştır. Bugün Türkiye olarak bizim de bu kadirşinaslığa karşılık verme zamanımız gelmiştir,” dedi.
Açıklamasında, Türkiye’nin bu süreçte net bir duruş sergilemesi gerektiğini belirten Yardımcıoğlu, “Bu mesele, Türkiye’nin yalnızca dış politikasıyla ilgili değildir. Aynı zamanda insanlık onuruna, adalete ve vicdana ne kadar sahip çıktığımızla ilgilidir. Bu bir imtihandır, hem devletimizin hem de milletimizin imtihanı,” şeklinde konuştu.
“Kayıtsız Kalmak Kardeşliği Reddetmektir”
Prof. Dr. Yardımcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, her zaman mazlumların yanında olduğunu söylemiştir. Pakistan bugün mazlumdur. Onun yanında durmak, kardeşliği yaşamak ve insanlığın vicdanı olmak demektir. Eğer bu süreçte sessiz kalırsak, sadece Pakistan’ı değil, kendi değerlerimizi de kaybederiz.”
Yardımcıoğlu’nun çağrısı, Türkiye kamuoyunda ve karar alıcılar nezdinde dikkatle takip edilecek bir duruş olarak kayıtlara geçti.
Yeniden Refah Partisi Karacabey İlçe Başkanı Adem Tosun, ilçede son dönemde yaşanan siyasi geçişler ve tutarsız tavırlar karşısında yazılı bir açıklama yaparak sert eleştirilerde bulundu. Bazı meclis üyelerinin ve Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın “hizmet” gerekçesiyle AK Parti’ye geçmesini değerlendiren Tosun, yaşananları “hizmet değil, açıkça rant yarışı” olarak nitelendirdi.
Tosun, “Bizler Yeniden Refah Partisi olarak ilçemizdeki bu son siyasi gelişmeleri büyük bir şaşkınlıkla izliyoruz. Sn. Karabatı, ilçemize hizmet edeceği bahanesiyle AKP’ye geçti. Yetmedi, bazı meclis üyeleri de bir anda aynı yoldan giderek bizi bir kez daha şaşırttı. Daha düne kadar karşılıklı sert eleştirilerde bulunan bu isimler, şimdi hizmet aşkıyla birbiriyle yarışır hale geldi” ifadelerini kullandı.
Açıklamasında iki ay önce belediye meclisinde reddedilen arazi satışlarına da dikkat çeken Tosun, “Peki bu kadar hizmet aşkınız vardı da iki ay önce belediye arazilerinin satışına neden hayır dediniz? Bugün ne değişti de şimdi aynı satışlara evet diyorsunuz? Sadece bu soru bile samimiyet sorgulaması için yeterlidir” diyerek AK Parti’nin özelleştirme politikalarına da göndermede bulundu.
Tosun, AK Parti’nin yıllardır kamuya ait değerleri satma yoluyla hareket ettiğini belirterek, “Devlete ait ne varsa satıp, geriye sadece belediye arazileri kalmıştı, şimdi sıra onlarda. Bu ülkeyi tüketen, üretmeyen bir yapıya dönüştürme hedefindeler” şeklinde konuştu.
Yeniden Refah Partisi olarak halkın iradesine ihanet eden tavırları kabul etmediklerini vurgulayan Adem Tosun, “‘Bizdense evet, bizden değilse hayır’ zihniyetinden ne zaman vazgeçeceksiniz? Sizi seçen halkın karşısına nasıl çıkacaksınız?” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.
Tosun’un “Hizmet bahane, rant şahane” çıkışı, Karacabey’de siyasi gündemi yeniden alevlendirdi.
Yeniden Refah Partisi Bursa İl Teşkilatı, İznik İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen ilçe divan toplantısına katılarak teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi. Bursa İl Başkanı Mehmet Kaygusuz’un katılımıyla gerçekleşen toplantı, hem parti programlarının değerlendirilmesi hem de ülke gündemine dair görüş alışverişleri açısından dikkat çekti.
Toplantıya İznik İlçe Başkanı Hasan Duşlu’nun yanı sıra, İznik Belediye Meclis Üyeleri, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Kurucu Başkan Mustafa Panzehir de katılım sağladı. Bursa İl Başkan Yardımcıları Mehmet Kulen ve Mehmet Kurt da heyette yer alarak divan toplantısında hazır bulundu.
İznik ilçe binasında gerçekleşen toplantıda ilk kez basına konuşan İl Başkanı Mehmet Kaygusuz, kısa ama öz değerlendirmelerde bulunarak soruları yanıtladı. Kaygusuz, “Yeniden Refah Partisi olarak ülke meselelerine yönelik çözüm odaklı, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz” dedi.
Toplantı öncesinde Bursa İl Başkanlığı heyeti, Orhangazi ve İznik İlçe Başkanlıklarını da ziyaret ederek istişarelerde bulundu. Partililer arasında birlik ve beraberlik mesajları öne çıkarken, önümüzdeki dönem hedefleri hakkında fikir alışverişi yapıldı.
Yeniden Refah Partisi İznik İlçe Divan Toplantısı, teşkilat üyelerinin yoğun ilgisiyle tamamlandı. İl Başkanı Kaygusuz’un net ve kararlı mesajları, parti tabanında motivasyonu artırırken, ilçe teşkilatının çalışmaları hakkında da memnuniyet dile getirildi.
DAĞDER Genel Başkan Adayı Derya Başak, Bursa’nın Sıcaksu bölgesinde uzun yıllardır atıl durumda bekleyen Tolon Fabrikası arazisine yönelik dikkat çeken bir projeyi kamuoyuyla paylaştı. Başak, fabrikanın bulunduğu yaklaşık 11 dönümlük alana “DAĞDER Kültür Sarayı” inşa ederek, Cumhuriyet tarihinin ilk yerli ve milli kültür sarayını hayata geçirmeyi hedefliyor.
“Cumhuriyet’in İlk Yerli ve Milli Kültür Sarayı”
Derya Başak, projeyi şu sözlerle tanımladı:
“Sıcaksu’daki Tolon Fabrikası, yıllardır kaderine terk edilmiş durumda. Bu alanı yeniden inşa ederek, Cumhuriyet’in ilk yerli ve milli kültür sarayını Bursa’ya kazandırmak istiyoruz. Bu proje, sadece bir bina değil; kültürel mirasımızı yaşatacak, gençlerimize ve kadınlarımıza yeni fırsatlar sunacak bir yaşam alanı olacak.”
Tolon Fabrikası’nın Yeniden İnşası
1950’li yıllarda Türkiye’nin ilk çamaşır ve bulaşık makinesi üretim tesislerinden biri olan Tolon Fabrikası orjinaline uygun olarak inşa ettirilecek.
Derya Başak’ın önerdiği “DAĞDER Kültür Sarayı” projesi, kültürel etkinlikler, eğitim programları ve sosyal faaliyetler için modern bir merkez olmayı amaçlıyor. Proje kapsamında, bölgedeki hemşehrilerin bir araya gelebileceği, geleneksel sanatların yaşatılacağı ve gençlerin yeteneklerini geliştirebileceği alanlar oluşturulacak.
Bölge Halkından Destek Bekleniyor
Sıcaksu ve çevresinde yaşayan birçok hemşehrinin projeye olumlu baktığını belirten Başak, “Bu proje, sadece bir bina değil; kültürel mirasımızı yaşatacak, gençlerimize ve kadınlarımıza yeni fırsatlar sunacak bir yaşam alanı olacak. Bölge halkının desteğiyle, bu hayali gerçeğe dönüştüreceğimize inanıyorum” dedi.
Sonuç
DAĞDER Genel Başkan Adayı Derya Başak’ın “DAĞDER Kültür Sarayı” projesi, Bursa’nın kültürel ve sosyal yaşamına yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Sıcaksu bölgesindeki atıl durumdaki Tolon Fabrikası arazisinin değerlendirilmesiyle, hem bölge ekonomisine katkı sağlanacak hem de kültürel miras korunmuş olacak.” dedi.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) mücadelesinin sembol ismi ve Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu (EMED) Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz ve artan hayat pahalılığına karşı sert açıklamalarda bulundu. Özüpak, “Bu elektrik faturasını, bu kirayı kim ödeyecek?” diyerek, iktidarın 23 yıl önce sorduğu soruları bugün halkın sorduğunu vurguladı.
Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini belirten Özüpak, “Sosyal devlet gereklerinden uzakta olan halk en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Hiçbir yerde huzur kalmadı. Ülkede yaşananlardan icra makamı olarak sorumlusunuz. Bile isteye milleti, ülkeyi bu duruma ittiniz. Böyle gitmez. Gelsin seçim” ifadelerini kullandı
Özüpak, yüksek enflasyonun emekli ve emekçilerin yaşam koşullarını zorlaştırdığını belirterek, “İktidarın ve @tuikbilgi’nin görmek, duymak istemediği gerçek enflasyon canımıza okuyor. İktidar üstü kapalı şekilde IMF programı uyguluyor. Emekli ve emekçiye yapılan ücret artışlarını devlete yük gören iktidar değişmeli. Gelsin seçim” dedi
Ayrıca, devletin halktan destek beklemesini eleştiren Özüpak, “Devletin bize yetmesi gerekiyor. Primlerimiz, vergilerimiz 28-30 yıldır fazlasıyla peşinen ödendi” diyerek, halkın devletten destek beklediğini, ancak devletin halktan destek bekler hale geldiğini ifade etti
Gönül Boran Özüpak’ın bu açıklamaları, Türkiye’deki ekonomik sorunlara dikkat çekerek, halkın yaşadığı geçim sıkıntısını ve sosyal adaletsizlikleri gündeme taşıdı.