09 Aralık 2025 Salı
Gemlik’in Sesi Medya Grubu Kurucu Sahibi Orhan Karaduman, sosyal medyada paylaşılan bir siyasi partinin basın açıklamasında, başka bir yerel basının daha önce yaptığı özel röportajdan alınan görsellerin izinsiz kullanılması üzerine sert bir açıklama yaptı.
Karaduman şu ifadelere yer verdi:
“Bugün sosyal medyada paylaşılan bir siyasi partinin basın açıklamasında, başka bir yerel basın kuruluşunun özel röportajında kullanılan görsellerin izinsiz alınıp paylaşılması hem basın ahlâk yasasına hem de yerel medya etiğine açıkça aykırıdır. Dahası, bu görsellerin başka medya kuruluşları tarafından da paylaşılması, etik dışı bu davranışa destek vermek anlamına gelir.”
“Gemlik ne zamandan beri ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla yönetiliyor?” diyen Karaduman, yerel medya camiasının emeğe saygı göstermesi gerektiğini vurguladı.
“Medya, emeğe saygı demektir. Kaynak göstermeden, izin almadan yapılan bu tür paylaşımlar meslek onurunu zedeler. Bu anlayışı esefle kınıyorum” diyerek açıklamasını tamamladı.

Büyük Birlik Partisi (BBP) kongre heyecanını sürdürüyor. Balıkesir ve Rize’nin ardından, parti 14 Aralık’ta Bursa İl Kongresi’ni gerçekleştirecek. Kongre, Merinos Atatürk Kültür Merkezi (AKKM) Yıldırım Beyazıt Salonu’nda yapılacak.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin katılımıyla gerçekleşecek kongrede, partililer bir araya gelecek. BBP Bursa İl Başkanı Oğuz Han, kongreyle ilgili yaptığı açıklamada, “İla-yi Kelimetullah ve Nizam-ı Alem ülküsü doğrultusunda gece gündüz çalışıyoruz. Tüm teşkilatlarımızla birlikte azim ve kararlılıkla yol alıyoruz. İnşallah 14 Aralık tarihinde saat 14:00’te, hem geçmişimize hem de geleceğimize layık bir kongre gerçekleştireceğiz. Bu önemli günde, Büyük Birlik Partisi’nin tarihine ve Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun şanına yakışır bir şekilde bu kutsal hareketin şölenine, düğününe, toyuna kısacası Büyük buluşmasına tüm hemşerilerimizi davet ediyorum” dedi.
Kongreye, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin yanı sıra, partiye uzun yıllar hizmet vermiş ve Bursa’nın en tecrübeli siyasetçilerinden olan Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı ile birlikte üst düzey siyasetçiler ve bürokratlar da katılacak. Kongre, Büyük Birlik Partisi’nin siyasi geçmişini ve gelecek vizyonunu kutlamak adına önemli bir adım olacak.
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak’tan Sert Çıkış: “Çiftçimizin ve Çevremizin Sorunlarına Sessiz Kalmayacağız!”
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, ilçedeki çiftçilerin yaşadığı ekonomik zorluklar ve derelerin çevre sağlığını tehdit eden kirliliği ile ilgili çarpıcı bir basın açıklaması yaptı. Koçak, açıklamasında hem çiftçilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti hem de yerel çevre sorunlarının çözülmesi için gerekli adımların atılmasını talep etti.
Açıklamasına Saadet Partisi’nin siyaset anlayışını hatırlatarak başlayan Zeynel Abidin Koçak, şu ifadeleri kullandı:
“Biz siyaseti menfaat için değil, Allah’ın rızasını kazanmak için yapıyoruz. Allah’ın rızasını gözeten bir siyasetçi, kul hakkı yemez, rüşvet almaz, adam kayırmaz. Bizim siyaset anlayışımız bu değerlere dayanır. Halkımızın gerçek sorunlarına çözüm üretmek için buradayız ve bu meselelerin takipçisi olacağız. Sessiz kalmayacağız!”
Çiftçilerin Zorluğu Gözler Önünde
Koçak, ilçede uzun süredir konuşulan ancak bir türlü çözüme kavuşturulamayan tarım ve çevre sorunlarına değindi. Özellikle çiftçilerin içinde bulunduğu zor durumu vurgulayan Koçak, şunları söyledi:
“Karacabey’de çiftçi perişan! Girdi maliyetleri artarken, ürün fiyatları yerinde sayıyor. Mazot, gübre, ilaç fiyatları bel büküyor. Çiftçi artık üretmek yerine borçla mücadele eder hale geldi. Bu, sürdürülebilir bir tarım politikası değildir!” Koçak, çiftçilerin finansal zorluklarla boğuştuğuna dikkat çekerek, hükümetin tarım sektörüne yönelik daha fazla destek sağlaması gerektiğini ifade etti.
Derelerdeki Kirlilik Tehdit Ediyor
Karacabey’deki derelerin içler acısı durumu da Koçak’ın açıklamasında önemli bir yer tuttu. Koçak, derelerdeki kirliliğin halk sağlığını ve tarımı tehdit ettiğine dikkat çekti.
“Karacabey’in dereleri artık can değil, hastalık taşıyor. Kirli su kaynakları hem tarımı hem halk sağlığını tehdit ediyor. Belediyeler ve yetkili kurumlar bu konuda derhal adım atmalıdır. Derelerin temizliği, çevre sağlığının korunması açısından bir an önce sağlanmalıdır.”
Çözüm Önerisi: Çiftçiler İçin Destek, Çevre İçin Harekete Geçme Zamanı
Zeynel Abidin Koçak, açıklamasının sonunda Saadet Partisi olarak çözüm odaklı bir siyaset anlayışına sahip olduklarını vurguladı. “Biz, halkımızın gerçek sorunlarına çözüm üretmek için varız. Çiftçilerimizin yaşadığı ekonomik sıkıntılara yönelik somut adımlar atılmalıdır. Derelerin temizliği ve çevre sağlığının korunması için de yetkili makamlar bir an önce harekete geçmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.
Koçak, partilerinin halkın ihtiyaçlarına yönelik adımlar atmaya devam edeceğini ve bu meselelerin çözülmesi için her zaman mücadele edeceklerini belirtti.
Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, Karacabey çiftçisinin sorunları ve derelerin kirliliği ile ilgili olarak önemli bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Koçak, basın açıklamasının başlangıcında “Saadet Partisi olarak bizlerin, vatandaşlarımızın gerçek sorunlarıyla ilgilenmek gibi önemli bir mesuliyetimiz var. Yaşadığımız ilçemizden, beraberce yaşadığımız vatandaşlarımızdan, hemşerilerimizden dolayı üzerimizde büyük bir sorumluluk hissediyoruz. Rahmetli Erbakan Hocamızın dile getirdiği gibi; “bizler siyaseti menfaat sağlamak için değil, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapıyoruz. Allah’ın rızasını gözeten; kul hakkı yiyemez, rüşvet alıp veremez, adam kayırmacılık yapamaz. Velhasıl yaptığı her icraatı sadece ve sadece Allah rızası için yapar.”
Koçak açıklamasının devamında şunları söyledi: “Yaklaşık bir yıldır Belediye Başkanı’nı ve ekibini ilçemizin reel sorunlarına el atması için her türlü gayreti gösteriyoruz. Yeri geldiğinde videolar çekiyor, basın açıklamaları yaparak kendilerini icraat yapmaya zorluyoruz. Gerek ülkemiz genelinde gerekse ilçemizde öncelikli olarak el atılması gereken en mühim konunun ise bizler TARIM olduğunu düşünüyoruz. Çünkü tarım birçok alana etki edebilen, gelişmiş devletler için de; bir milli ekonomi meselesidir. İlçemizin etrafında bulunan derelerimizin kirliliği ve ekilen mahsulün veriminin yıldan yıla düşüyor olması ise bugün Karacabey köylüsünün en önemli problemlerinin başını çekmektedir. Karacabey çiftçisinin ürettiği mahsullerin bu kirliliklerden dolayı, insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor bir seviyeye gelmesi üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu başlığıdır.”
“Yapmış olduğumuz toplantı ve çalıştaylar neticesinde; Çiftçilerimizden almış olduğumuz bu geri bildirimleri ben kamuoyuyla paylaşmak isterim:
– Çiftçilerimiz öncelikle Manyas’ta ekilen çeltikten dolayı bu suyun göle karışmadan doğrudan sulama havzasına gelmesi sebebiyle ilçe tarımının olağanüstü bir şekilde olumsuz etkilediğini söylüyorlar. Bu konuyla ilgili olarak 2020 ‘den beri mücadele ettiklerini fakat tüm bu çaba ve gayretlerine rağmen elle tutulur bir sonuç alamadıklarını ifade ediyorlar.
– Yine bunun dışında çiftçilerimiz drone ile çeltik ilaçlanması yapılmasının kesinlikle ve kesinlikle yasaklanması gerektiğini özellikle dile getiriyorlar.
– Aynı zamanda Karacabey’de çeltik ekilen alanların, komisyonun aldığı kararın dışına çıkılmaması gerektiğini ve denetimlerinin arttırılmasının zaruri olduğunu söylüyorlar.
– Çeltik sulaması için Manyas tarafından temiz suyun bir şekilde gönderilmesini, 22 yıldan beri sürekli açılışı yapılan ama bir türlü faaliyete geçirilemeyen Gölecik Barajı’nın ise bir an evvel devreye alınmasını özellikle talep ediyorlar.”
“Yaşadığımız bölge Güney Marmara’nın en büyük ovası olmakla birlikte civar bölgelerle birlikte toplamda 17 adet olan salça fabrikasının 14 tanesinin sadece Karacabey’imizde bulunuyor olmasını göz önünde bulundurursak bölgemizin, Karacabey topraklarının kıymetini bilmek zorundayız.”
Koçak, açıklamalarına şöyle devam etti: “İlçemizin etrafını çevreleyen dereler maalesef simsiyah akıyor ve etrafa çok kötü kokular yayarak, hem çevreyi hem de insan sağlığını tehdit ediyorlar. Yetkililere sesleniyoruz. Derelerimizi kirleten kim varsa; ister fabrika, ister çiftlik sahipleri, isterse başka birileri, kim olursa olsun gereken yaptırımları uygulayın. Bu kirlilikten dolayı olumsuz etkilenmeyen hiçbir şey yok. Derhal gereğini yapın. Denetimleri arttırıp cezai müeyyide uygulamaktan kaçınmayın.”
Koçak, son olarak da: “Yetkilileri uyarıyoruz. Tarımı ayağa kaldırın. Çiftçiye kulak verin. Dışarıdan ithal mahsuller getirerek çiftçimizi artık daha fazla mağdur etmeyin. Mazlumun ahı, indirir şahı. O yüzden derhal kendinize gelin. İnsanımıza hakkettiği müreffeh hayatı sağlayın. Ama inanıyoruz ve biliyoruz ki, sizler bunları yapmayacaksınız. Bu halk sizleri iktidardan indirip Milli Görüş’ü tekrar işbaşına getirdiğinde kollarımızı sıvayıp “Nerede kalmıştık” diyerek, yeniden bu ülkenin güzel insanları için hizmet etmeye başlamış olacağız. Çünkü tek çare Saadet diyoruz.”


Bülent Bakış: “Bu eksiklik artık mazeret değil, açık bir kamu hizmeti yetersizliğidir!”
Orhangazi – İYİ Parti Orhangazi İlçe Başkanı Bülent Bakış, ilçede yıllardır çözülemeyen Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) eksikliğine ilişkin son derece sert açıklamalarda bulunarak yetkilileri “göreve, hem de derhal göreve” çağırdı.
Bakış, 85 bin nüfusu ve 20 bini aşan öğrenci sayısıyla Bursa’nın en dinamik ilçelerinden biri olan Orhangazi’de hâlâ bir RAM bulunmamasını “kabul edilemez, affedilemez, izahı mümkün olmayan bir ihmal” olarak niteledi.
İYİ Parti İlçe Başkanı Bakış, yıllardır süren bu eksikliğin artık yalnızca bir idari problem değil, çocuklara doğrudan zarar veren bir eşitsizlik olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Özel gereksinimli çocuklarımız, ailelerimiz, öğretmenlerimiz… Hepsi Gemlik’e, Yalova’ya, Bursa’ya gitmek zorunda bırakılıyor. Bu çağda bu ilçeye RAM kazandıramamak tam anlamıyla kamu hizmetinde açık bir yetersizliktir.”
Bakış, Gemlik RAM’in son üç aydır iki ilçeye birden yetişemediğini, kapasite yetersizliği nedeniyle öğrencilerin iki aya yakın süredir bireysel eğitim seanslarından mahrum kaldığını belirtti:
“Bu tablo yalnızca bir eksiklik değil, çocuklarımızın geleceğinden çalınan bir zaman, bir hak gaspıdır.”
Bülent Bakış durumu sert ifadelerle özetledi:**
Özel gereksinimli öğrencilerde tanılama süreçleri gecikiyor.
Uzak ilçelere yapılan yolculuklar çocukların psikolojik ve fiziksel yükünü artırıyor.
Randevular aylar sonrasına veriliyor; bazı çocuklar eğitim desteğine erişemiyor.
Bakış:
“Erken müdahale gecikiyorsa, çocuklarımızın gelişimi gecikiyor. Bu kadar net!”
Ulaşım masrafı her ziyarette katlanıyor.
Çalışan ebeveynler sürekli izin almak zorunda kalıyor.
Uzaklık nedeniyle birçok aile randevusuna gidemiyor.
Bakış:
“Aileleri bu kadar zorlayan bir sistemin adı hizmet olamaz.”
Okulların yönlendirme ve değerlendirme süreçleri aksıyor.
Öğretmenler öğrencileri için hızlı destek alamıyor.
Belgeler, raporlar ve yönlendirmeler gecikiyor.
Bakış, Orhangazi’nin büyüklüğüne rağmen RAM’tan mahrum bırakılmasını “adil olmayan bir gecikme” olarak nitelendirdi:
“Aynı nüfusa sahip ilçelerin RAM’ı var; Orhangazi hâlâ bekliyor. Bu lütuf değil, temel bir haktır!”
“Yer de belli, ihtiyaç da belli. Beklemek için tek bir sebep yok!”**
İYİ Parti Orhangazi İlçe Başkanı Bülent Bakış, yetkililere yönelik çağrısını şu ifadelerle sertleştirdi:
“Orhangazi’ye RAM kazandırmak artık ertelenemez. Yer, bina, personel, bütçe… Ne eksikse derhal tamamlanmalıdır. Bu konu artık talep değil, zorunluluktur.”
Bakış, yıllardır verilen sözlerin tutulmamasına tepki göstererek:
“Bu ilçenin çocukları beklemeyecek!
Bu ilçenin aileleri beklemeyecek!
Orhangazi’nin RAM hakkı bir gün daha geciktirilemez!”
dedi.
Açıklamasının sonunda Bakış, İYİ Parti’nin konunun takipçisi olmaya devam edeceğini belirtti:
“Öğrencilerimizin, ailelerimizin ve tüm eğitim emekçilerimizin yanındayız.
Orhangazi RAM’ına kavuşana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Türk Kamu-Sen Bursa’dan Çarpıcı Ara Tatil Raporu… Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Fatih Gümüş, Millî Eğitim Bakanlığı’nın gündemindeki “ara tatillerin kaldırılması” tartışmalarına yönelik yapılan geniş ölçekli anket çalışmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. 1.417 eğitim çalışanının katıldığı anket, eğitim camiasının konuya ilişkin net duruşunu ortaya koydu.
Şube başkanları tarafından yapılan açıklamada, anket sonuçlarının “eğitim çalışanlarının sahadaki gerçek temennilerini ve beklentilerini çarpıcı biçimde ortaya koyduğu” vurgulandı.
Açıklamada, anketin en belirgin sonucunun, öğretmenlerin ara tatilin mevcut haliyle devamından yana olduğu belirtildi:
%90 oranında eğitim çalışanı, Kasım ve Nisan aylarında yapılan ara tatillerin sürmesini gerektiğini ifade etti.
Ara tatillerin tamamen kaldırılmasını isteyenlerin oranı ise yalnızca %9 oldu.
Bu farkın, “ara tatil karşıtı söylemlerin eğitim camiasında gerçek bir karşılığı olmadığını ispatladığı” kaydedildi.
Ara tatil karşıtlarının en sık dile getirdiği iki iddia da sahada karşılık bulmadı:
“Ara tatil sonrası öğrenciler adaptasyon sorunu yaşıyor” iddiasına eğitim çalışanlarının %85’i olumsuz yanıt verdi.
“Öğrenme süreci ara tatillerle kesintiye uğruyor” görüşü ise %89,5 tarafından reddedildi.
Açıklamada, bu verilerin “ara tatillerin hem öğrenciler hem öğretmenler için yenilenme, motivasyon artışı, öğrenilenlerin pekişmesi ve psikolojik rahatlama sunduğunu bilimsel verilerle desteklediği” belirtildi.
Ankette dikkat çeken bir diğer veri ise ara tatillerin öğretmenlerin mesleki motivasyonuna etkisi oldu:
Öğretmenlerin %74’ü, ara tatillerin kaldırılmasının motivasyonu olumsuz etkileyeceğini ifade etti.
Mesleki çalışmalar konusunda ise öğretmenlerin %92,4’ü, bu çalışmaların çevrim içi yapılmasının daha uygun olduğunu belirtti.
Şube başkanları bu bulguyu şöyle değerlendirdi:
“Öğretmen hem dinlenmek hem de mesleki gelişimini sürdürmek ister. Ara tatil sürecinde esnek, verimliliği artıran online çalışma modelleri sahada güçlü bir talep haline gelmiştir.”
Açıklamanın en dikkat çekici bölümü ise, karar alma süreçlerindeki eksikliğe işaret eden sonuç oldu:
Eğitim çalışanlarının %97,7’si, MEB’in ara tatil tartışmalarıyla ilgili bu yıl kendilerinden hiçbir şekilde görüş almadığını söyledi.
Bu verinin, “öğretmenlerin kendilerini karar süreçlerinden dışlanmış hissettiğini açıkça ortaya koyduğu” vurgulandı.
Şube Başkanları:
“Eğitimin asli unsuru öğretmendir. Öğretmene sorulmayan bir düzenleme, sağlıklı ve sürdürülebilir olamaz.”
Açıklamada, anket sonuçlarına dayanarak Millî Eğitim Bakanlığı’na üç ana talep iletildi:
Pedagojik, motivasyonel ve zihinsel yenilenme açısından ara tatillerin gerekli olduğu vurgulandı.
“Bilimsel gerekçeler, popülist söylemlerin önüne geçmelidir.”
Eğitim politikalarının sahada çalışan öğretmenlerin görüşleri alınarak düzenlenmesi gerektiği anımsatıldı.
“Öğretmeni yok sayan karar, eğitimi de yok sayar.”
Hem dinlenme hakkını koruyan hem de verimi artıran online modelin, öğretmenlerin büyük çoğunluğunun talebi olduğu belirtildi.
Gümüş, açıklamanın sonunda şu ifadeleri kullandı:
“Anket çalışmamız sahayı, öğretmenleri, sınıfın gerçeklerini ve eğitim çalışanlarının taleplerini bütün açıklığıyla ortaya koymuştur. Türk Kamu-Sen olarak, öğretmenin sesini duyurmaya, hakkını korumaya ve eğitim politikalarının bilimsel zeminde şekillenmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
