Uzun Bir Aradan Sonra!!
Çok uzun zamandır yazamadım..Süreç uzadıkça yazacaklarım da birikti.. Malum geride kalan 2024 senesi ve bize neler getireceğini bilmediğimiz yeni sene 2025.. Eskiden yeni bir seneye girerken temenniler çok fazla olurdu; sağlık mutluluk barış para huzur v.s İnanın dileklerimiz de artık değişti umutlarımız bir önceki seneden daha mı kötü geçer yeni sene diye düşünerek azaldı. Asıl olan tek şey var her gün yeni bir gün farklı bir gün hayatın bize neler getireceğini düşünüp kendimize eziyet etmemeliyiz aslında.. Sorun şu ki bu hayat bize anı yaşamamız gerektiğini öğretti.Nerde nasıl yada neler yaşarım diye düşünerek değilde;bugün nefes aldığım için şükrediyorum deyip o günü kendinize zehir etmeden,size o günü zehir edenlerden uzak durarak yaşamayı tercih edebilirsiniz.Hayatın en güzel yanı nedir diye bana sorsalar,bana iyi gelen, çevremde kaliteli vakit geçirebileceğim kişilerle bir arada olmak diyebilirim. 2025 için biraz geç oldu ama size naçizane bir tavsiyede bulunmak isterim,yarın bugünden daha güzel geçsin istiyorsanız önce yaşağınız o anı kaliteli ve keyifli yaşayın yeter..2025 astrolojik olarak da farklı bir yıl gezegenler inci tanesi gibi dizilecek,ardarda retrolar yaşayacağız ve şuan devam etmekte olan hali hazırda mars retrosu var.23 Şubat ta Yengeç Burcunda bitiyor.Hemen ardından 1 Mart da Venüs retrosu ve Akabinde Hayatımızı keskin ve durgun süreçlerden geçmesine neden olan
14 Mart itibari ile başlayacak olan ve 3 hafta sürecek Merkür Retrosu..
Önemli bir sene 2025 ülkemiz için Dünya için Plüton Oğlak burcundan uzun zaman dan sonra Kova Burcuna geçti.Bu da bize insanlığa öyle zamanlardan geçeceğimizi ve öyle şeylere şahit olacağımızı gösterecek. İlerleyen zamanlarda kişisel olarak tek tek hangi burçlar kimler bu süreçlerinden nasıl geçecek yazacağım.Ama uzun zamandan sonra yeniden yazmanın keyfi ile özellikle sizlere şunu söylemek istiyorum ne olursa olsun maddi manevi ne sıkıntılar yaşarsanız yaşayın sadece ama sadece 1 dk şunu düşünün bu yaşadığınız her ne ise 5 yıl sonra sizin için önemli olmayacaksa o duruma üzülmek için beş dakikadan fazla zaman ayırmamalısınız.
HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR!!
Her yeni gün bir önceki günden iyi mi olur diye düşünmüyorum..Sizede tavsiye ederim. Anı yaşayın mutsuz bir günün ardından her gün mutsuz olurum ya da artık kolay kolay mutlu ve güzel günlerim olur diye kendinizi o moda sokmayın.En kötü olduğum ve zorlukların zirvesini yaşadığım günün gecesi bana hiç bilmediğim bir yerden SMS geldi..İnanın oldu bu!!Gelen mesajda şöyle şöyle bir cümle yazıyordu..UMUT oldukça her yeni gün yeni bir başlangıçtır diyordu mesaj bana..Ve ben o an itibariyle şoku atlatana kadar bu sözü beynime kalbime yazdım.Hayata karşı duruşum ne yaşarsam yaşayayım umutsuzluğa kapılmamak.Gelecek günler bana ne getirir diye düşünmemeye karar verdim. Günü yaşamak ve gelecek günlerde de hayatın bana ne getireceğini düşünmek yerine sağlığım yerinde ,nefes alıyorsam sevdiklerim yanımda ise o gün benim için en güzel gün..Yaşadığımız bu dönemde mutsuz olmak için o kadar çok sebep var ki..Kendinize bir iyilik yapın yaşadığınız her anın gelip geçici olduğunu unutmayın,kaliteli ve mutlu daha nasıl bir hayat geçirebilirim diye düşünüp kendinize iyilik yapın.Kötü ne yaşarsanız yaşayın unutmayın ki herşey gelip geçici..Şükredip tevekkül edin,kendinize şunu söyleyin her şer de bir hayır vardır.Yaşadım ve bitti.
ZAMAN SADECE KÖTÜLER İÇİN İYİ!!
Öyle bir dünyada yaşıyoruz, öyle bir yere geldik ve öyle şeylere şahitlik ediyoruz ki.. Aman Allahım akıllara zarar..
Kadınlar öldürülüyor, çocuklar en yakınları tarafından istismar ediliyor bunca canilik yetmezmiş gibi bu çocuklar katlediliyorlar. Hayvanlara zulüm normalleştirilmeye çalışılıyor. İnsanlar hayati geçim sıkıntısı ile boğuşurken en ufak bir sinir harbinde birbirlerini öldürüp yok ediyor ve bu durum artık insanlığın son noktasına geldiğine dikkat çekiyor.
İnsanoğlu artık ne yapabilir daha ne kadar kötü olabilir diye düşünürken karşımıza çok korkunç olaylar seriliyor. Özel hastane diyerek gittiğimiz, bize daha iyi hizmet verilsin diye onlarca para döktüğümüz sözde kurumlarda bebekler öldürülüyor. Gelinen nokta çok acı, can yakıcı ve insanlık dışı!!
Peki biz artık kime, nasıl güveneceğiz? Böyle bir düzende nasıl yaşayabiliriz? Bu soruların cevabı ne yazık ki yok..
Öyle bir zamandayız ki, kötülerin yaşadığı iyi hayatla, normal insanların neslinin tamamen yok olmasına sebep oluyor. Bizi daha kötü günler bekliyor deyip de mutsuzluk tablosu çizmek işin kolayı. Ama biz geleceğimiz olan çocuklara nasıl daha güzel bir hayat bırakabiliriz? Asıl mesele bu!!!
Kadınların güçlü olmasından korkmayın!!
Kadınların güçlü olmasından korkmayın…
Ne sevmeyi bildiniz, ne korumayı ne de kadir kıymet bilip değer vermeyi. Ataerkil yaşamak adına kadını hiçe saydınız. Kadının hayatınızdaki ince çizgi olduğunu asla anlamadınız, anlamadığınız gibi kadına her türlü şiddeti reva gördünüz. Sizi doğuranın da bir kadın olduğunu hep unuttunuz, kadını doğru anlamda sahiplenmeyi bile beceremediniz. Sahiplenmenin sizin için anlamı ise; ben ne dersem o olacak, elinin hamuru ile erkek işlerine kadın karışamaz, en iyisini hep ben bilirim havalarınız idi. Hangi kültürde yaşadığınızın ya da hangi statü de olduğunuzun da bir önemi yok. Ruhunuzda ki acımasız, bencil ve fütursuz hayat görüşünüz hep vardı. Çünkü siz; kadınların güçlü olmasından korktunuz,toplumdaki yerinizi ve yaptıklarınızı kendinize hak gördünüz. Kadınların gücünden korkmayın!Kadının istekleri, nerede, kiminle, ne yaşamak istediğinin bir önemi olmadı ne yazık ki. Öyle ki; bir kadın içten bir bağlılık yaşayamaz, istediği kişiyi sevip, evlenemezdi. Fakat istemediği bir kişiye bir mal gibi satılabilirdi. Geçmişten bugüne kadar hangi kültürde olursa olsun, hangi topluma ait olursa olsun, ister ilkokul mezunu olsun, ister üniversite, isterse de üst düzey bir çalışan olsun. Kadına her şekilde çoğu şeyi hak etmediği halde yaşattınız. Ama bir gerçek var ki maalesef çok acı. Erkek egemen olsun diye toplumda erkeği ilahlaştıran da yine maalesef biz kadınlar olduk. Kendi elimizle bir canavar yaratır hale geldik ve evlat sevgisini kız erkek ayrımı yaparak, erkek çocuklarımızı kendi hemcinslerimiz için korkunç birer insan olarak yetiştirdik. Biz kadınlara düşen görev; erkek çocuklarını vicdanlı, merhametli, ahlaklı olarak yetiştirmek olmalıdır. Kadından korkmayı değil de değer verdikçe kadının güzelleşeceğini öğretmektir. Kadını şiddete maruz bırakmak, işkence etmek, öldürmek erkeğin gücünü değil, acizliğini gösterir. Kadınlardan korkmayın sadece sevin değer verin karşılığını fazlasıyla alırsınız…
Ne istediğiniz değil Nasıl istediğiniz önemli!!
Bu hayatta birşeyleri zorlamamak gerek..Tabii bu dediğimi bazı ritüelciler enerji uzmanları tepki gösterebilir. İnanın yaşanmışlıklar ve tecrübelerime dayanarak bunu yazdım. Öyle bir hayatın içindeyiz ki anbean hayatımız değişebilir.Herşey yolunda giderken biranda altüst olabiliriz.Yada artık bitti yolun sonuna geldim dediğimiz anda biranda önümüze mucizeler çıkabilir. Ama benim asıl demek istediğim bunlardan biraz daha farklı hani diyorlar yaa;iyoğunlaş çok iste o sana gelir..Bence tam tersi..Neyi çok istersen ve ona kavuşursan onla sınanıyorsun.Buna birçok örnek verebilirim size..Sadece çevremde yaşadığım 2 olayı örnek vermek istiyorum..Bir kadın düşünün çocuk sahibi olamıyor her türlü tedavi yöntemi deniyor,türlü türlü doktorlar, başka türlü dualar ,türbeler sürekli tek istediği bir çocuk sahibi olmak..Tabiiki bir kadının en doğal hakkı anne olmayı istemek.Ama sonuç kullanılan hormon ilaçları tedaviler vücutta o ismini bile zikretmek istemedim kötü hastalık süreçte ise maalesef hastalık sonucunda biten bir hayatt..Belki sizlere kötü şeyleri paylaşıyorum kötü örnekleri size yazıyorum..Ama İnanın birşeyleri isterken doğru istemek Yaradana dua ederken tevekkül etmek çok önemli..Diğeri ise yine kötü şekilde sonuçlanan ve şahitlik ettiğim bir hayat..Doğuda maalesef halen erkek çocuk takıntısı vardır sene olmuş 2024!!!Tabii bu yaşanan durum 25 sene oldu bir aile düşünün evin birtek bir oğlu var evli olduğu kişinin çocuğu olmuyor ,ayrılıyor ve yeniden evlendiriliyor.Ve sonrasında diğer evlendiği kişiden de 2 kız 1 erkek çocuğu dünyaya geliyor.Ve bir şekilde hayat devam ederken 6 Şubat’ta ki depremde maalesef bu aile komple anne dışında vefat ediyor. Burda değinmek istediğim detay şu..Lütfen bir şeyleri isterken önce tevekkül edin.Ne olursa olsun bu gerçekleşsin diye istemeyin..Eğer bu hayatta bir şeyler istediğiniz gibi olmuyorsa,vardır Yaradanın bizler için bir bildiği ve en güzeli..Bu hayatta önce ne istediğiniz değil nasıl istediğiniz önemli..
News